Deneme türünün mihenk taşlarından Salâh Birsel "1001 Gece Denemeleri" dizisinin en cümbüşlü ciltlerinden Asansör'de okurlarını erguvanî bir yolculukla selamlıyor. Empresyonist tabloların pastel dokunuşlarında hülyalara dalarken tarihe tanıklık etmiş rengâhenk çakılların parıldattığı kıyıları kulaçlıyor. Anıların çağıldadığı Beyoğlu sokaklarında gezinirken tozlu sayfalara sıkışmış anıları cilalamaktan geri durmuyor. Montaigne, Cicero, Rousseau, Hugo... Duyulmadık nice tarihsel anekdotu kendine has kalembazlıklarla aktarırken Antik Yunan'da bindiği zamanın asansörünü dünya sinemasının başyapıtlarından Metropolis'in distopik atmosferine ışınlıyor. Yalnız bir taş misali başladığı düşünsel yolculuğunda okuruyla çoğalıyor.
Deneme türünün mihenk taşlarından Salâh Birsel "1001 Gece Denemeleri" dizisinin en cümbüşlü ciltlerinden Asansör'de okurlarını erguvanî bir yolculukla selamlıyor. Empresyonist tabloların pastel dokunuşlarında hülyalara dalarken tarihe tanıklık etmiş rengâhenk çakılların parıldattığı kıyıları kulaçlıyor. Anıların çağıldadığı Beyoğlu sokaklarında gezinirken tozlu sayfalara sıkışmış anıları cilalamaktan geri durmuyor. Montaigne, Cicero, Rousseau, Hugo... Duyulmadık nice tarihsel anekdotu kendine has kalembazlıklarla aktarırken Antik Yunan'da bindiği zamanın asansörünü dünya sinemasının başyapıtlarından Metropolis'in distopik atmosferine ışınlıyor. Yalnız bir taş misali başladığı düşünsel yolculuğunda okuruyla çoğalıyor.