Başarılı ve karizmatik bir lider olan Asarhaddon, Asur İmparatorluğu tarihinde etkin bir rol oynayarak devletin daha ileriye gitmesini sağlayacak önemli işlere imza atmıştır. Gerçekleştirdiği başarılı seferler imparatorluğun hem sınırlarına hem de ekonomisine önemli kazanımlar sağlamıştır. Özellikle Babil ve Mısır, Asarhaddon döneminin başarılı olduğu coğrafi alanları temsil etmektedir. Bu dönemde Babil kesin bir şekilde Asur topraklarına dâhil edilmiş, Mısır ise, Asur karşısında ezici bir yenilgi alarak Asur’a tabi olmuştu. Onun zamanında Asur toprakları doğuda Zagros dağları ve Elam, batıda Akdeniz’e ve Mısır’a, güneyde Babil’i de içine alacak şekilde Basra Körfezi’ne ve Arabistan Çölü’ne ve kuzeyde ise Anadolu’nun içlerine kadar olan geniş bir alana yayılmıştı. Asarhaddon imparatorluğunun sınırlarını korumak amacıyla savaşı her zaman birinci seçenek olarak görmemiş, bazen problemli alanlardaki krallıklar ya da topluluklar ile antlaşma masasına oturmuş, Elamlılar, Medler ve İskitler gibi tehlikeli düşmanlar ile barış yapmaya muvaffak olmuştur. Bu yönleriyle Asarhaddon’un hâkimiyet yılları hem askeri hem de diplomatik açıdan dış siyasette başarılı olunan, ekonomik anlamda bir refah ortamının olduğu ve önemli imar faaliyetlerinin hayata geçirildiği bir dönemi temsil etmektedir.
Başarılı ve karizmatik bir lider olan Asarhaddon, Asur İmparatorluğu tarihinde etkin bir rol oynayarak devletin daha ileriye gitmesini sağlayacak önemli işlere imza atmıştır. Gerçekleştirdiği başarılı seferler imparatorluğun hem sınırlarına hem de ekonomisine önemli kazanımlar sağlamıştır. Özellikle Babil ve Mısır, Asarhaddon döneminin başarılı olduğu coğrafi alanları temsil etmektedir. Bu dönemde Babil kesin bir şekilde Asur topraklarına dâhil edilmiş, Mısır ise, Asur karşısında ezici bir yenilgi alarak Asur’a tabi olmuştu. Onun zamanında Asur toprakları doğuda Zagros dağları ve Elam, batıda Akdeniz’e ve Mısır’a, güneyde Babil’i de içine alacak şekilde Basra Körfezi’ne ve Arabistan Çölü’ne ve kuzeyde ise Anadolu’nun içlerine kadar olan geniş bir alana yayılmıştı. Asarhaddon imparatorluğunun sınırlarını korumak amacıyla savaşı her zaman birinci seçenek olarak görmemiş, bazen problemli alanlardaki krallıklar ya da topluluklar ile antlaşma masasına oturmuş, Elamlılar, Medler ve İskitler gibi tehlikeli düşmanlar ile barış yapmaya muvaffak olmuştur. Bu yönleriyle Asarhaddon’un hâkimiyet yılları hem askeri hem de diplomatik açıdan dış siyasette başarılı olunan, ekonomik anlamda bir refah ortamının olduğu ve önemli imar faaliyetlerinin hayata geçirildiği bir dönemi temsil etmektedir.