Bu kitaptaki dört öykü, Halil Cibran’ı yalnız kendi kuşağının en önde gelen düşünür ve yazarlarından biri yapmakla kalmayıp aynı zamanda düşüncelerini aktarmakta bir araç olarak İngiliz dilini kullanan ilk yazar olmasını da sağlayan Ermiş’in yayımlanmasından on beş yıl önce, 1908’de tamamlandı. Bu öyküler yayınlandığı sırada, henüz yirmi beş yaşında olan Cibran, Arapça konuşan ve çoğu kendi memleketlisi olan bir avuç hayranı dışında, pek tanınmıyordu.Asi Ruhlar, bazı yönleriyle yazarın Vadinin Perileri adlı yapıtının devamı niteliğindedir. Bu kitaptaki yazılar, öykü biçiminde olsalar da, aslında mesel özelliğindedirler. Önceki öykülere göre daha cesur, daha açık sözlü ve daha güçlüdürler. İçerdiği tanımlamalar ve simgeler daha zengin, kullanılan dil daha güzeldir. Yazar bu öyküler aracılığıyla mesajlarını iletir.Osmanlı İmparatorluğu egemenliği dönemi Lübnan’ında büyük yankı uyandıran bu yapıt gençler için tehlikeli, devrimci ve tutkulu bulunmuş, yazarın Moronite Kilisesi tarafından afaroz edilmesine ve kitabın yasaklanmasına yol açmıştır. Mesellerin odağında geleneklerin baskısına karşı direnen kadınların olması, dintaciri rahiplere yönelik eleştirilerin bulunması, kilisenin tepkisini daha da arttırmıştır.
Bu kitaptaki dört öykü, Halil Cibran’ı yalnız kendi kuşağının en önde gelen düşünür ve yazarlarından biri yapmakla kalmayıp aynı zamanda düşüncelerini aktarmakta bir araç olarak İngiliz dilini kullanan ilk yazar olmasını da sağlayan Ermiş’in yayımlanmasından on beş yıl önce, 1908’de tamamlandı. Bu öyküler yayınlandığı sırada, henüz yirmi beş yaşında olan Cibran, Arapça konuşan ve çoğu kendi memleketlisi olan bir avuç hayranı dışında, pek tanınmıyordu.Asi Ruhlar, bazı yönleriyle yazarın Vadinin Perileri adlı yapıtının devamı niteliğindedir. Bu kitaptaki yazılar, öykü biçiminde olsalar da, aslında mesel özelliğindedirler. Önceki öykülere göre daha cesur, daha açık sözlü ve daha güçlüdürler. İçerdiği tanımlamalar ve simgeler daha zengin, kullanılan dil daha güzeldir. Yazar bu öyküler aracılığıyla mesajlarını iletir.Osmanlı İmparatorluğu egemenliği dönemi Lübnan’ında büyük yankı uyandıran bu yapıt gençler için tehlikeli, devrimci ve tutkulu bulunmuş, yazarın Moronite Kilisesi tarafından afaroz edilmesine ve kitabın yasaklanmasına yol açmıştır. Mesellerin odağında geleneklerin baskısına karşı direnen kadınların olması, dintaciri rahiplere yönelik eleştirilerin bulunması, kilisenin tepkisini daha da arttırmıştır.