“Bir şeyin var olması için yaşaması için diğer şeyin olması gerekiyorsa eğer, bizler iki şeyden birine ne kadar önem veriyoruz?” hiç düşündük mü? Veya “boş ver” kutusuna mı attık her zaman? Hiç geri dönüp bakmadan ardımıza. Bir gün aklımıza gelmiyor bile boş ver kutusuna bıraktıklarımız. Neden, niçin peki? Çünkü her şey tıkırında işliyor ve sen bunu biliyorsun, kâinat senin yaşaman için her türlü fedakârlığı yaparken, sen bir cellât gibi elinde kılıcın, onun hayat hakkını elinden almaya çalışıyorsun. Oysaki sen, o olmadan, işlemeden, yaşamadan, yaşayamazsın bunu bilmen gerekmez mi?
Elinde koca bir dünya ve ardında ufuklar ötesi bir kâinat senin için yaratılmışken sadece “insansın“ diye var olmuşken yaptığın bu hezimet, hüsran, sadâkatsizlik nedendir? Biz böyle mi olmalıydık, böyle mi yaşamalıydık, kumandanı olduğumuz orduyu böyle mi sahiplenmeliydik?
Hiçbir şekilde isyan etmeyen, propaganda yapmayan, ayaklanmayan sadâkat timsali, bir dünya ve kâinat gibi neferlerimiz varken, onlara böyle mi ödül vermeliydik?
“Bir şeyin var olması için yaşaması için diğer şeyin olması gerekiyorsa eğer, bizler iki şeyden birine ne kadar önem veriyoruz?” hiç düşündük mü? Veya “boş ver” kutusuna mı attık her zaman? Hiç geri dönüp bakmadan ardımıza. Bir gün aklımıza gelmiyor bile boş ver kutusuna bıraktıklarımız. Neden, niçin peki? Çünkü her şey tıkırında işliyor ve sen bunu biliyorsun, kâinat senin yaşaman için her türlü fedakârlığı yaparken, sen bir cellât gibi elinde kılıcın, onun hayat hakkını elinden almaya çalışıyorsun. Oysaki sen, o olmadan, işlemeden, yaşamadan, yaşayamazsın bunu bilmen gerekmez mi?
Elinde koca bir dünya ve ardında ufuklar ötesi bir kâinat senin için yaratılmışken sadece “insansın“ diye var olmuşken yaptığın bu hezimet, hüsran, sadâkatsizlik nedendir? Biz böyle mi olmalıydık, böyle mi yaşamalıydık, kumandanı olduğumuz orduyu böyle mi sahiplenmeliydik?
Hiçbir şekilde isyan etmeyen, propaganda yapmayan, ayaklanmayan sadâkat timsali, bir dünya ve kâinat gibi neferlerimiz varken, onlara böyle mi ödül vermeliydik?