Göğsümün hemen ortasında bir yangın vardı, alevler sardı ve biz içinde kaldık. Yandım, yanarken yaktım. Onun o güne yüklediği anlamla benim yüklediğim anlam birbirini katletti. Her şeyin başladığı o yerde ikimizin kıyameti koptu.
Şimdi aramızda yanan ateşin bir tarafında ben, diğer tarafında o vardı. Alevler yükseldiğinde avucumdaki yüzükleri attım o ateşe. Bu bizim kesin olarak bitişimizin en büyük göstergesiydi. Biz bitmiştik. Ona ev olan kırık, yıkık, dökük kalbim artık bir yangın yeriydi ve o yangın sönene kadar sessizce bekledik. Geçmişimiz, hayallerimiz yandı ama kül olan biz olduk.
“Keşke,” dedi içtenlikle. “Keşke bu kadar güçlü bir kadın olmasaydın diyorum bazen.” O konuştukça duygularım birbirine karıştı. “Kimseye kaldıramayacağı dert yüklenmezmiş, insanlar gücü kadar sınanırmış.” Titrek, ızdırap dolu bir soluk aldı. “Senin derdin, senin sınavın ben olmak istemezdim.”
Göğsümün hemen ortasında bir yangın vardı, alevler sardı ve biz içinde kaldık. Yandım, yanarken yaktım. Onun o güne yüklediği anlamla benim yüklediğim anlam birbirini katletti. Her şeyin başladığı o yerde ikimizin kıyameti koptu.
Şimdi aramızda yanan ateşin bir tarafında ben, diğer tarafında o vardı. Alevler yükseldiğinde avucumdaki yüzükleri attım o ateşe. Bu bizim kesin olarak bitişimizin en büyük göstergesiydi. Biz bitmiştik. Ona ev olan kırık, yıkık, dökük kalbim artık bir yangın yeriydi ve o yangın sönene kadar sessizce bekledik. Geçmişimiz, hayallerimiz yandı ama kül olan biz olduk.
“Keşke,” dedi içtenlikle. “Keşke bu kadar güçlü bir kadın olmasaydın diyorum bazen.” O konuştukça duygularım birbirine karıştı. “Kimseye kaldıramayacağı dert yüklenmezmiş, insanlar gücü kadar sınanırmış.” Titrek, ızdırap dolu bir soluk aldı. “Senin derdin, senin sınavın ben olmak istemezdim.”