Denizleri aşan bir aşk yolculuğu...
Wilfrid Lupano ile Grégory Panaccione'nin ortak imzasını taşıyan Aşk Denizi, gökyüzünün binbir rengiyle boyanan çizimleri ve denizlerin altını üstüne getiren hikâyesiyle sessiz bir aşk serenadı.
Bizleri mütevazı bir köyde, denizle iç içe yaşayan kıyı insanlarının küçük dünyasına konuk eden bu lirik anlatı, yaşlı bir balıkçı ile cefakâr eşinin türlü maceralarla devleşen aşkına tanıklık ettiriyor.
Azim, inanç ve kararlılıkla yeri geldiğinde kaderin oyununa dahi karşı gelinebileceğini gösteren kitap; tekrar okumalara açık yapısıyla farklı deneyimlere ve keşiflere yelken açtırıyor.
Kelimelerin susup sadece çizgilerin konuştuğu bu görkemli anlatının başrolünde aşk var. Hem de öyle keyif verici, dingin bir aşk ki bu; varlığını sürdürmek için fırtına olup esmeye, okyanusu çalkalamaya bile hazır!
Gözlüklü, çelimsiz, yaşlı bir balıkçı ile yüzlerce sardalya konservesi doldurmaktan hiç erinmeyen biricik karısı bizleri ucu bucağı olmayan bir aşk denizinde yüzdürüyor; ışığın ve sessizliğin tadını çıkarmaya, dalgaların kayalara öfkeyle vuran sesiyle dans etmeye, şimdiye dek hiç işitmediğimiz en keyif verici diyalogları dinlemeye çağırıyor.
Buram buram iyot kokan sayfalarıyla okuru hemen avucunun içine almayı başaran kitap, şimdilerde nesli tükenen, bir zamanların o meşhur sessiz filmlerine âdeta saygı duruşunda bulunuyor.
Göz alıcı çizimlerin derinlikli arka planlar ve ince detaylarla bütünlendiği Aşk Denizi, nice macerapereste ve tutkulu âşığa hayaller kurduran denize içten bir övgü.
Denizleri aşan bir aşk yolculuğu...
Wilfrid Lupano ile Grégory Panaccione'nin ortak imzasını taşıyan Aşk Denizi, gökyüzünün binbir rengiyle boyanan çizimleri ve denizlerin altını üstüne getiren hikâyesiyle sessiz bir aşk serenadı.
Bizleri mütevazı bir köyde, denizle iç içe yaşayan kıyı insanlarının küçük dünyasına konuk eden bu lirik anlatı, yaşlı bir balıkçı ile cefakâr eşinin türlü maceralarla devleşen aşkına tanıklık ettiriyor.
Azim, inanç ve kararlılıkla yeri geldiğinde kaderin oyununa dahi karşı gelinebileceğini gösteren kitap; tekrar okumalara açık yapısıyla farklı deneyimlere ve keşiflere yelken açtırıyor.
Kelimelerin susup sadece çizgilerin konuştuğu bu görkemli anlatının başrolünde aşk var. Hem de öyle keyif verici, dingin bir aşk ki bu; varlığını sürdürmek için fırtına olup esmeye, okyanusu çalkalamaya bile hazır!
Gözlüklü, çelimsiz, yaşlı bir balıkçı ile yüzlerce sardalya konservesi doldurmaktan hiç erinmeyen biricik karısı bizleri ucu bucağı olmayan bir aşk denizinde yüzdürüyor; ışığın ve sessizliğin tadını çıkarmaya, dalgaların kayalara öfkeyle vuran sesiyle dans etmeye, şimdiye dek hiç işitmediğimiz en keyif verici diyalogları dinlemeye çağırıyor.
Buram buram iyot kokan sayfalarıyla okuru hemen avucunun içine almayı başaran kitap, şimdilerde nesli tükenen, bir zamanların o meşhur sessiz filmlerine âdeta saygı duruşunda bulunuyor.
Göz alıcı çizimlerin derinlikli arka planlar ve ince detaylarla bütünlendiği Aşk Denizi, nice macerapereste ve tutkulu âşığa hayaller kurduran denize içten bir övgü.