Aydınlık ve sonsuzluğun alabildiğine yaşandığı, zamanların başkalaştığı, mekânların kaybolduğu bir boyuttu özlemlerle anılan Asonya.
Bu aşkın mekân, en görkemli biçimlerde sunardı arayışlarının yansımalarını arayanlarına. Güzelliklerinin gerçekliği, hemen her dem, her yerinde, sır perdelerinden uzak bir aşikârlık ile göründü.
Sakinleri birbirlerinin niyetlerini bilir, düşünsel ve fiili davranışlar bu bilincin şeffaflığı ile parıldardı yaşanılırlarında. Gerekliliklerini giderici yardımlaşmaları onları güçlü kılar, güçlendikçe algı ve duyarlılıkları pozitif yönde gelişirdi. Sevgi ve sevinçleri böylelikle hakikatlenir, bu tekâmül neticesinde de, hak edilmiş bir dinginliğin aranılır aydınlığını alabildiğine yaşarlardı.
Asonya, bu türden vasıfları içeren bütün toplum ve uygarlıkları sembolize ettiğinden, görme isteminde olanların görüşlerinden hiç de uzak değildi. Böylesi bir mekânda ikame arzusunda olanlar, bu arzunun her şeyde olduğu gibi tek başına yeterli bir etken olmadığını, ardınca gelen gereklilikleri yerine getirebilmenin asıllığını çok iyi bilirlerdi. Zaten ne istediğini de en iyi, neyi istediğini bilenler bilmez miydi?
Aydınlık ve sonsuzluğun alabildiğine yaşandığı, zamanların başkalaştığı, mekânların kaybolduğu bir boyuttu özlemlerle anılan Asonya.
Bu aşkın mekân, en görkemli biçimlerde sunardı arayışlarının yansımalarını arayanlarına. Güzelliklerinin gerçekliği, hemen her dem, her yerinde, sır perdelerinden uzak bir aşikârlık ile göründü.
Sakinleri birbirlerinin niyetlerini bilir, düşünsel ve fiili davranışlar bu bilincin şeffaflığı ile parıldardı yaşanılırlarında. Gerekliliklerini giderici yardımlaşmaları onları güçlü kılar, güçlendikçe algı ve duyarlılıkları pozitif yönde gelişirdi. Sevgi ve sevinçleri böylelikle hakikatlenir, bu tekâmül neticesinde de, hak edilmiş bir dinginliğin aranılır aydınlığını alabildiğine yaşarlardı.
Asonya, bu türden vasıfları içeren bütün toplum ve uygarlıkları sembolize ettiğinden, görme isteminde olanların görüşlerinden hiç de uzak değildi. Böylesi bir mekânda ikame arzusunda olanlar, bu arzunun her şeyde olduğu gibi tek başına yeterli bir etken olmadığını, ardınca gelen gereklilikleri yerine getirebilmenin asıllığını çok iyi bilirlerdi. Zaten ne istediğini de en iyi, neyi istediğini bilenler bilmez miydi?