“O olmazsa eksik olduğunu düşünmek, o kişinin hiçbir şey yapmadan sadece yanında olmasının bile her şeye yeteceğini düşünmek, o kişiyi kendisi kadar kimsenin sevemeyeceğini düşünmek, her an kaybetme korkusu ile yaşamak ya o ya hiç demek vb. İşte bunlar, sevgiden çok bir takıntının var ettiği şeyler. Oysaki seven insanlar, sevdiği kadar sevilmek de isterler. Ben seviyorum ya o yeter gibi dar bir yola girmezler. Sürekli kendilerinden ödün vermezler. Kendilerinin yok sayılmasına izin vermezler. Seven insanlar da sevdiklerini kaybetmekten korkarlar. Ama kaybetme korkusu ile hareket etmezler. Seven insanlar, sevgilerinin sevdikleri insana zarar verdiğini gördüklerinde, gerektiğinde sevgilerinden olmasa da ilişkilerinden vazgeçerler. Âşıklar için ise vazgeçmek gibi bir seçenek yoktur. Çünkü onlar, o kişi olmadan olamayacaklarına inanmış; bunu takıntı hâline getirmişlerdir. Bence aşk, sevginin takıntıya dönüşmüş hâlinden başka bir şey değil.”
“O olmazsa eksik olduğunu düşünmek, o kişinin hiçbir şey yapmadan sadece yanında olmasının bile her şeye yeteceğini düşünmek, o kişiyi kendisi kadar kimsenin sevemeyeceğini düşünmek, her an kaybetme korkusu ile yaşamak ya o ya hiç demek vb. İşte bunlar, sevgiden çok bir takıntının var ettiği şeyler. Oysaki seven insanlar, sevdiği kadar sevilmek de isterler. Ben seviyorum ya o yeter gibi dar bir yola girmezler. Sürekli kendilerinden ödün vermezler. Kendilerinin yok sayılmasına izin vermezler. Seven insanlar da sevdiklerini kaybetmekten korkarlar. Ama kaybetme korkusu ile hareket etmezler. Seven insanlar, sevgilerinin sevdikleri insana zarar verdiğini gördüklerinde, gerektiğinde sevgilerinden olmasa da ilişkilerinden vazgeçerler. Âşıklar için ise vazgeçmek gibi bir seçenek yoktur. Çünkü onlar, o kişi olmadan olamayacaklarına inanmış; bunu takıntı hâline getirmişlerdir. Bence aşk, sevginin takıntıya dönüşmüş hâlinden başka bir şey değil.”