Geçen yüzyılın başında İstanbul’da doğup büyüyen Fikret Adil, “bohem” kavramının içini gerçek anlamda dolduran bir yaşam sürmüştür. Üstelik bunları yazıya dökmesiyle yalnızca bir “Fikret Adil Kitaplığı” oluşturmakla kalmaz gayri resmi bir İstanbul tarihini de kayıt altına alır.
Birçok sanatçı, edebiyatçı, ressam, aktör, gazetecinin yakın dostu; yetiştirilişi ve alışkanlıklarıyla seçkin bir İstanbullu olmasına rağmen dönemin normlarının dışına çıkıp kural tanımazlığıyla öncü bir “sanatçı portresi” oluşturan Adil’in Asmalımescit 74’ü, İstanbul’un kültür-sanat ve eğlence geçmişinin bir dökümü...
“Macera peşinde vatanını bırakan, hudut dışına atılan, yayan devri aleme çıkan ecnebiler ve barlarda çalışan bütün artistler Asmalımescit’te otururlar.
Dünyanın her köşesinden gelmiş, ekserisinin milliyetleri ancak pasaportlarında –eğer varsa– yazılı bu insanların etrafında, gene ecnebi, fakat en aşağı yirmi yıldır Asmalımescit’te yerleşmiş bir grup daha vardır. Bunlar artist acenteciliği, tefecilik, pansiyonculuk ve tellallıkla geçinirler, her lisanı konuşurlar, hiçbirisini okuyup yazamazlar, Türkçe imzalarını atmayı bilirler ve zabıtadan tanıdıkları çoktur.”
Geçen yüzyılın başında İstanbul’da doğup büyüyen Fikret Adil, “bohem” kavramının içini gerçek anlamda dolduran bir yaşam sürmüştür. Üstelik bunları yazıya dökmesiyle yalnızca bir “Fikret Adil Kitaplığı” oluşturmakla kalmaz gayri resmi bir İstanbul tarihini de kayıt altına alır.
Birçok sanatçı, edebiyatçı, ressam, aktör, gazetecinin yakın dostu; yetiştirilişi ve alışkanlıklarıyla seçkin bir İstanbullu olmasına rağmen dönemin normlarının dışına çıkıp kural tanımazlığıyla öncü bir “sanatçı portresi” oluşturan Adil’in Asmalımescit 74’ü, İstanbul’un kültür-sanat ve eğlence geçmişinin bir dökümü...
“Macera peşinde vatanını bırakan, hudut dışına atılan, yayan devri aleme çıkan ecnebiler ve barlarda çalışan bütün artistler Asmalımescit’te otururlar.
Dünyanın her köşesinden gelmiş, ekserisinin milliyetleri ancak pasaportlarında –eğer varsa– yazılı bu insanların etrafında, gene ecnebi, fakat en aşağı yirmi yıldır Asmalımescit’te yerleşmiş bir grup daha vardır. Bunlar artist acenteciliği, tefecilik, pansiyonculuk ve tellallıkla geçinirler, her lisanı konuşurlar, hiçbirisini okuyup yazamazlar, Türkçe imzalarını atmayı bilirler ve zabıtadan tanıdıkları çoktur.”