At ile ilişkisi tarihten gelen köklü bağlara dayanan Türk Ulusu için at yetiştiriciliği ve biniciliği toplumsal yaşamın geçmişle bağları açısından önemli bir parçasıdır. Artan bakım maliyetleri, kırsaldan kentlere göçler, tarım alanlarının amaç dışı kullanımları gibi negatif etkilerin altında toplumun ata olan ilgisi azalma eğilimine girmiştir. Bu durum son yıllarda gerek saha gözlemlerimiz gerekse meslekdaşlarımız ve sektörün önde gelenleri ile yaptığımız görüşmelerde sıklıkla dile getirilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu verileri ise bu üzücü tabloyu doğrulayan bulgular açıklayarak ülkemizdeki at sayısının giderek azaldığını ortaya koymaktadır.
At sporu pahalı sporlar arasında yer almaktadır. At sporu ile ilgili olan binicilik
kulüplerine üyelik yüksek maddi külfet getirmektedir. Üniversitelerin
imkanları ile kurulan öğrenci binicilik kulüpleri imkanları kısıtlı kalmaktadır.
Avrupa ülkelerinde kasabalarda binicilik kulüpleri ve ortalama 10-15 at çiftliği
bulunmakta iken ülkemizde bu sayı için kesin bir rakama rastlanılmamakla
birlikte az sayıda binicilik klübü ve 400-500 çiftlik olduğu tahmin edilmektedir.
Yarış atları içinde sektörün farklı darboğazlardan geçtiği ifade edilmektedir.
Enfeksiyon hastalıkların ve özellikle kontrolsüz hayvan hareketleri ile yayılmaları, atın değeri düşer endişeşi ile ‘İyi Hekimlik Uygulamaları’ eksikliği önemli problemler arasında yer almaktadır. İyi kanlı damızlık atların yüksek maliyetleri, safkan tayların fiyatlarının fazlalığı ve enfeksiyonların yurdumuza ithal portör hayvanlar aracılığı ile girme riski, at yetiştiriciliğini tehdit eden hastalıklarla mücadelenin önemini arttırmaktadır. Bu enfeksiyonlardan bazıları persiste ve latent enfeksiyonlar ile tehlike yaratırken bazıları da atların ölümleri ve yavru atıkları ile tayölümlerine neden olarak at yetiştiriciliğine ve ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir. Bu kitapta atların viral hastalıklarına yer verilerek fayda sağlayıcı bir eser ortaya konulmaya çalışılmıştır. Mesleki saygılarımla...
Veteriner Hekim
Dr. Bilge Kaan Tekelioğlu
At ile ilişkisi tarihten gelen köklü bağlara dayanan Türk Ulusu için at yetiştiriciliği ve biniciliği toplumsal yaşamın geçmişle bağları açısından önemli bir parçasıdır. Artan bakım maliyetleri, kırsaldan kentlere göçler, tarım alanlarının amaç dışı kullanımları gibi negatif etkilerin altında toplumun ata olan ilgisi azalma eğilimine girmiştir. Bu durum son yıllarda gerek saha gözlemlerimiz gerekse meslekdaşlarımız ve sektörün önde gelenleri ile yaptığımız görüşmelerde sıklıkla dile getirilmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu verileri ise bu üzücü tabloyu doğrulayan bulgular açıklayarak ülkemizdeki at sayısının giderek azaldığını ortaya koymaktadır.
At sporu pahalı sporlar arasında yer almaktadır. At sporu ile ilgili olan binicilik
kulüplerine üyelik yüksek maddi külfet getirmektedir. Üniversitelerin
imkanları ile kurulan öğrenci binicilik kulüpleri imkanları kısıtlı kalmaktadır.
Avrupa ülkelerinde kasabalarda binicilik kulüpleri ve ortalama 10-15 at çiftliği
bulunmakta iken ülkemizde bu sayı için kesin bir rakama rastlanılmamakla
birlikte az sayıda binicilik klübü ve 400-500 çiftlik olduğu tahmin edilmektedir.
Yarış atları içinde sektörün farklı darboğazlardan geçtiği ifade edilmektedir.
Enfeksiyon hastalıkların ve özellikle kontrolsüz hayvan hareketleri ile yayılmaları, atın değeri düşer endişeşi ile ‘İyi Hekimlik Uygulamaları’ eksikliği önemli problemler arasında yer almaktadır. İyi kanlı damızlık atların yüksek maliyetleri, safkan tayların fiyatlarının fazlalığı ve enfeksiyonların yurdumuza ithal portör hayvanlar aracılığı ile girme riski, at yetiştiriciliğini tehdit eden hastalıklarla mücadelenin önemini arttırmaktadır. Bu enfeksiyonlardan bazıları persiste ve latent enfeksiyonlar ile tehlike yaratırken bazıları da atların ölümleri ve yavru atıkları ile tayölümlerine neden olarak at yetiştiriciliğine ve ülke ekonomisine büyük zararlar vermektedir. Bu kitapta atların viral hastalıklarına yer verilerek fayda sağlayıcı bir eser ortaya konulmaya çalışılmıştır. Mesleki saygılarımla...
Veteriner Hekim
Dr. Bilge Kaan Tekelioğlu