Günümüz Türkiye’sinde maalesef hastalıklı bir tarih anlayışı ile pek çok şey çarpıtılmakta, insanımızın özellikle de gençlerimizin kafaları karıştırılmaktadır. Bu hastalıklı zihniyetin sahipleri, tarihimize ait ne varsa tamamını günlük siyasi menfaatlerinin birer parçası haline getirmişler ve yalan yanlış bilgilerle kullanmaya başlamışlardır. Ne tarih biliminin kural ve kaidelerine uyulmakta, ne de en basitinden insan olmanın gerektirdiği asgari değerlere itibar edilmektedir. Tarihimize, kültürümüze, inançlarımıza kısaca Türk milletini millet yapan ne kadar değer varsa tamamı siyasi çıkar uğrunda heba edilmiştir ve edilmektedir. Elbette Cumhuriyet ve esasları ile onu kuran iradeyi temsil eden, kurucu kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk de bu hastalıklı zihniyetin hedefi durumuna getirilmiştir. Belgesiz veya masa başında uydurulan sahte belgelerle Atatürk ve ailesi saldırı altına alınmış, Türk milletinin önemsediği değerler bakımından Atatürk yıpratılmaya çalışılmıştır. Bir atasözümüzde belirtildiği gibi “Yel kayadan ne alır?” Denilebilir. Evet! Yel kayadan bir şey eksiltmez. Fakat bu hastalıklı zihniyetin ürettiği yalanlarla mücadele edilmesi de şarttır. Mücadeledeki strateji, doğruların insanımıza anlatılması olmalıdır. Gerçekler anlatılmalıdır. Atatürk ile ilgili en çok tartışılan konulardan biri “evliliği”dir. Latife Hanım da Gazi Mustafa Kemal Paşa da bin gün süren evlilikleri konusunda hiçbir açıklama yapmadıkları halde birçok dedikodu ve yalan üretilmiştir. Bu kitap bu nedenle evlilik ve Latife Hanım’a ayrılmıştır. Konuyla ilgili olarak birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen, Sayın İpek Çalışlar ve Sayın Murat Bardakçı’nın eserleri en önemli çalışmalardır. Bunlardan çokça faydalandık. Kendilerine teşekkür ederim. Latife’nin yeğeni olması hasebiyle Sayın Mehmet Sadık Öke’nin Sayın Fatih Bayhan ile birlikte kaleme aldıkları eser ve Sayın Ahmet Gürel ile Sayın Eren Akçiçek’in birlikte kaleme aldıkları eser önemlidir. İsmet Bozdağ, Nezihe Araz, Hıfzı Topuz, Şemsi Belli ve Eriş Ülger’in Latife Hanım ve Fikriye Hanım hakkındaki eserleri de bazı boşlukları doldurmaktadır.
Günümüz Türkiye’sinde maalesef hastalıklı bir tarih anlayışı ile pek çok şey çarpıtılmakta, insanımızın özellikle de gençlerimizin kafaları karıştırılmaktadır. Bu hastalıklı zihniyetin sahipleri, tarihimize ait ne varsa tamamını günlük siyasi menfaatlerinin birer parçası haline getirmişler ve yalan yanlış bilgilerle kullanmaya başlamışlardır. Ne tarih biliminin kural ve kaidelerine uyulmakta, ne de en basitinden insan olmanın gerektirdiği asgari değerlere itibar edilmektedir. Tarihimize, kültürümüze, inançlarımıza kısaca Türk milletini millet yapan ne kadar değer varsa tamamı siyasi çıkar uğrunda heba edilmiştir ve edilmektedir. Elbette Cumhuriyet ve esasları ile onu kuran iradeyi temsil eden, kurucu kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk de bu hastalıklı zihniyetin hedefi durumuna getirilmiştir. Belgesiz veya masa başında uydurulan sahte belgelerle Atatürk ve ailesi saldırı altına alınmış, Türk milletinin önemsediği değerler bakımından Atatürk yıpratılmaya çalışılmıştır. Bir atasözümüzde belirtildiği gibi “Yel kayadan ne alır?” Denilebilir. Evet! Yel kayadan bir şey eksiltmez. Fakat bu hastalıklı zihniyetin ürettiği yalanlarla mücadele edilmesi de şarttır. Mücadeledeki strateji, doğruların insanımıza anlatılması olmalıdır. Gerçekler anlatılmalıdır. Atatürk ile ilgili en çok tartışılan konulardan biri “evliliği”dir. Latife Hanım da Gazi Mustafa Kemal Paşa da bin gün süren evlilikleri konusunda hiçbir açıklama yapmadıkları halde birçok dedikodu ve yalan üretilmiştir. Bu kitap bu nedenle evlilik ve Latife Hanım’a ayrılmıştır. Konuyla ilgili olarak birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen, Sayın İpek Çalışlar ve Sayın Murat Bardakçı’nın eserleri en önemli çalışmalardır. Bunlardan çokça faydalandık. Kendilerine teşekkür ederim. Latife’nin yeğeni olması hasebiyle Sayın Mehmet Sadık Öke’nin Sayın Fatih Bayhan ile birlikte kaleme aldıkları eser ve Sayın Ahmet Gürel ile Sayın Eren Akçiçek’in birlikte kaleme aldıkları eser önemlidir. İsmet Bozdağ, Nezihe Araz, Hıfzı Topuz, Şemsi Belli ve Eriş Ülger’in Latife Hanım ve Fikriye Hanım hakkındaki eserleri de bazı boşlukları doldurmaktadır.