Avrupa Hun tarihinin yazılı kaynakları arasında en önemli yeri işgal eden Priscus’un, Türk tarihi ve tarihçiliği açısından önemi her tür tartışmanın ötesindedir. Priscus yaşadığı dönemin olaylarını sadece kulaktan dolma bilgilerle yazmış bir tarihçi değildir. Bir elçilik heyeti dahilinde Hunlar arasında bir süre bulunması ve dahası Attila’nın sofrasında da yer almış olması, dolayısıyla anlattıklarının birinci el gözlemlere dayanması onu istisnai kılmaktadır. Attila’yı görebilen tek yazar olması ve eserinde yaptığı Attila tasviri bu bakımdan eşsizdir.
“Attila ve sarayı üzerine yazdığı uzun bölüm, Priscus’un bir anlatı ustası ve Ammianus Marcellinus ile Procopius arasındaki en yetenekli tarihçi olduğunu gösteriyor.”
–J.B. Bury, History of the Later Roman Empire
Avrupa Hun tarihinin yazılı kaynakları arasında en önemli yeri işgal eden Priscus’un, Türk tarihi ve tarihçiliği açısından önemi her tür tartışmanın ötesindedir. Priscus yaşadığı dönemin olaylarını sadece kulaktan dolma bilgilerle yazmış bir tarihçi değildir. Bir elçilik heyeti dahilinde Hunlar arasında bir süre bulunması ve dahası Attila’nın sofrasında da yer almış olması, dolayısıyla anlattıklarının birinci el gözlemlere dayanması onu istisnai kılmaktadır. Attila’yı görebilen tek yazar olması ve eserinde yaptığı Attila tasviri bu bakımdan eşsizdir.
“Attila ve sarayı üzerine yazdığı uzun bölüm, Priscus’un bir anlatı ustası ve Ammianus Marcellinus ile Procopius arasındaki en yetenekli tarihçi olduğunu gösteriyor.”
–J.B. Bury, History of the Later Roman Empire