“Kimler saklanmadı ki mısraların arasına… Bazen, hasat bir vücut, bazen mübhem ihtiraslar bazen de masum çocuklar… Hepsi mısralarda, mısralarla ağladı… Sesleri, tek bir dizeyi bile aşamayacak kadar, boğuk ve korkuluydu, Karanlık gecelerde sığınacak bir liman, bir sığınak aradılar. Bu sığınak; bir yar perçemi oldu. Fakat bu perçem de kayıp gitti ellerinden… Sonuç, hüsran. Bir süre sonra; dörtlükler, beyitler kifayetsiz kaldı. Her şey acizleşti; hayal gerçek karşısında yenik düştü. Böylece Leyla ve Mecnunlar, ütopik bir dünyanın kahramanları oldular.”
“Kimler saklanmadı ki mısraların arasına… Bazen, hasat bir vücut, bazen mübhem ihtiraslar bazen de masum çocuklar… Hepsi mısralarda, mısralarla ağladı… Sesleri, tek bir dizeyi bile aşamayacak kadar, boğuk ve korkuluydu, Karanlık gecelerde sığınacak bir liman, bir sığınak aradılar. Bu sığınak; bir yar perçemi oldu. Fakat bu perçem de kayıp gitti ellerinden… Sonuç, hüsran. Bir süre sonra; dörtlükler, beyitler kifayetsiz kaldı. Her şey acizleşti; hayal gerçek karşısında yenik düştü. Böylece Leyla ve Mecnunlar, ütopik bir dünyanın kahramanları oldular.”