Avludaki Düş 11'inci Koğuştan Portreler

Stok Kodu:
9789753448208
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
204
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%25 indirimli
245,00TL
183,75TL
Taksitli fiyat: 9 x 22,46TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789753448208
1349211
Avludaki Düş
Avludaki Düş 11'inci Koğuştan Portreler
183.75

Akın Birdal, 3 Haziran 1999’da önceki bir konuşmasında “Kürt halkı” dediği için Ulucanlar Kapalı Cezaevine girdi.
Türkiye'de F tipi cezaevlerine geçişin ilk kanlı adımlarından biri 26 Eylül 1999’da burada cereyan edecek, sonra cezaevi boşaltılacaktı.
Ama tutuklu DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan ve Selim Sadak hâlâ buradaydı.
Sonra Ankara’ya tedavi için gelen siyasi Kürt mahpuslar boş koğuşlara yerleştirilmeye başlandı.
İmkânsızlıklarıyla tam bir mahpushane ama sadece “bir” kişi hariç kalan tüm hasta ve yaralılarıyla âdeta bir revirdeydiler.
Önce acılarını sonra dostluk ve yaşanmışlıklarını paylaştılar ve nihayetinde tüm ülkeye umut olacak bir gerçeği.
Yaşanan ve yaşanmakta olan tüm acılara rağmen avluda her kim düş kuruyorsa bu “barış, özgürlük, demokrasi” üzerineydi.
Gözleri açmalı, kulak kabartmalı ve bunları düşleyebilen 11. koğuştaki insanların yaşamları anlaşılmalı ve aktarılmalıydı.
Kendi insanına bile bile sağır bile bile kör bir memlekette kararlılıkla “barış, özgürlük, demokrasi” mücadelesini sürdürmenin bir yolu olarak, Akın Birdal’da öyle yaptı.

Akın Birdal, 3 Haziran 1999’da önceki bir konuşmasında “Kürt halkı” dediği için Ulucanlar Kapalı Cezaevine girdi.
Türkiye'de F tipi cezaevlerine geçişin ilk kanlı adımlarından biri 26 Eylül 1999’da burada cereyan edecek, sonra cezaevi boşaltılacaktı.
Ama tutuklu DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Leyla Zana, Orhan Doğan ve Selim Sadak hâlâ buradaydı.
Sonra Ankara’ya tedavi için gelen siyasi Kürt mahpuslar boş koğuşlara yerleştirilmeye başlandı.
İmkânsızlıklarıyla tam bir mahpushane ama sadece “bir” kişi hariç kalan tüm hasta ve yaralılarıyla âdeta bir revirdeydiler.
Önce acılarını sonra dostluk ve yaşanmışlıklarını paylaştılar ve nihayetinde tüm ülkeye umut olacak bir gerçeği.
Yaşanan ve yaşanmakta olan tüm acılara rağmen avluda her kim düş kuruyorsa bu “barış, özgürlük, demokrasi” üzerineydi.
Gözleri açmalı, kulak kabartmalı ve bunları düşleyebilen 11. koğuştaki insanların yaşamları anlaşılmalı ve aktarılmalıydı.
Kendi insanına bile bile sağır bile bile kör bir memlekette kararlılıkla “barış, özgürlük, demokrasi” mücadelesini sürdürmenin bir yolu olarak, Akın Birdal’da öyle yaptı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat