Göç konusu politikleştikçe Avrupa Birliği, zaman içinde yasal düzenlemelerle kurumlarının rollerini arttırmış ve üye devletlerin ulusal çıkarlarının can alıcı noktalarından biri olan göç konusunu kademeli olarak topluluklaştırmıştır. Ortak göç politikası oluşturma serüveninin; Maastricht’le ortak çıkar konularının saptanmasına ve hükümetlerarası işbirliği tohumlarının atılmasına dayanan, Amsterdam Antlaşması’yla topluluk sütununa aktarılan ancak bir türlü üye devletlerin Birliğe yetki devrine tanıklık etmeyen, Tampere Zirvesi, Seville Zirvesi, Lahey Zirvesi ve Stockholm Programı gibi beşer yıllık yol haritalarının belirlendiği bildirgelerle mütemadiyen tekrarlanan işbirliği çağrı ve önerilerine sahne olan uzunca bir geçmişe sahip olduğu görülmektedir. Tüm bunlara rağmen Birlik, ortak bir göç politikası oluşturamamış ancak sığınma ve göç yönetimi konusunda birtakım ortak parametreler geliştirmiştir.
Göç konusu politikleştikçe Avrupa Birliği, zaman içinde yasal düzenlemelerle kurumlarının rollerini arttırmış ve üye devletlerin ulusal çıkarlarının can alıcı noktalarından biri olan göç konusunu kademeli olarak topluluklaştırmıştır. Ortak göç politikası oluşturma serüveninin; Maastricht’le ortak çıkar konularının saptanmasına ve hükümetlerarası işbirliği tohumlarının atılmasına dayanan, Amsterdam Antlaşması’yla topluluk sütununa aktarılan ancak bir türlü üye devletlerin Birliğe yetki devrine tanıklık etmeyen, Tampere Zirvesi, Seville Zirvesi, Lahey Zirvesi ve Stockholm Programı gibi beşer yıllık yol haritalarının belirlendiği bildirgelerle mütemadiyen tekrarlanan işbirliği çağrı ve önerilerine sahne olan uzunca bir geçmişe sahip olduğu görülmektedir. Tüm bunlara rağmen Birlik, ortak bir göç politikası oluşturamamış ancak sığınma ve göç yönetimi konusunda birtakım ortak parametreler geliştirmiştir.