Tarih boyunca Avrupa kıtasının siyasi ve kültürel bir parçası olan Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri, tam üyelik müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde resmî olarak başlatılmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Bu aşamada Türkiye, Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda siyasi, hukuki, kültürel ve ekonomik reformların gerçekleştirildiği bir süreç içerisine girmiştir. “Farklılık İçinde Birlik” ilkesini benimseyerek dilsel ve kültürel çeşitliliğe çok önem veren Avrupa Birliği, farklı dilleri ve kimlikleri bir arada yaşatarak ortak bir Avrupa kimliği yaratmayı hedeflemiştir. Avrupa Birliği’nin bu hedefi gerçekleştirme yolunda hayata geçirdiği en önemli politikalar dil ve kültür politikaları olmuştur. Dil politikası olarak çok dillilik politikasını belirleyen Avrupa Birliği’nin bu alanda yapmış olduğu çalışmaları incelemek, Türkiye’nin bütünleşme sürecinde dil konusunda gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmek zorunda olduğu istekleri belirlemek ve Avrupa Birliği sürecinde uygulanması gereken dil politikası konusunda öneriler sunmak çalışmanın temel amacını oluşturmuştur. Çalışma sonucunda, konuyla ilgili yapılan çalışmalara bir halka daha eklemek, konu hakkındaki sınırlı kaynakları çoğaltmak, konu üzerine dikkati çekerek yeni çalışmaların yapılmasını teşvik etmek de hedeflenmiştir.
Çalışmanın giriş bölümünde dilin tanımı yapılmış, ardından dilin; kültür, millet ve düşünceyle ilgili ilişkileri açıklanmıştır. Giriş bölümünden sonra çalışma üç bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde tarihî süreç içerisinde Türk dilinde yaşanan gelişmeler Cumhuriyet’ten önce ve Cumhuriyet’ten sonra alt başlıklarıyla incelenmiştir. İkinci bölümde Avrupa Birliği kısaca tanıtılmış, Avrupa Birliğinin dil politikası ve bu politikayla gerçekleştirmek istediği amaçlar resmî belgeler ışığında incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise dünden bugüne Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri anlatılmış, Avrupa Birliği’nin Türkiye’den dil ve kültür konularındaki istekleri İlerleme Raporları ve Katılım Ortaklığı Belgeleri doğrultusunda ele alınmış ve bu istekler karşısında Türkiye’nin yaptığı yasal düzenlemeler 2008 yılı ile sınırlı olmak kaydıyla irdelenmiştir. Sonuç ve öneriler kısmında ise Türkiye’nin Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde dil politikası konusunda yapması gerekenler ile ilgili olarak önerilerde bulunulmuştur.
Tarih boyunca Avrupa kıtasının siyasi ve kültürel bir parçası olan Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkileri, tam üyelik müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde resmî olarak başlatılmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Bu aşamada Türkiye, Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda siyasi, hukuki, kültürel ve ekonomik reformların gerçekleştirildiği bir süreç içerisine girmiştir. “Farklılık İçinde Birlik” ilkesini benimseyerek dilsel ve kültürel çeşitliliğe çok önem veren Avrupa Birliği, farklı dilleri ve kimlikleri bir arada yaşatarak ortak bir Avrupa kimliği yaratmayı hedeflemiştir. Avrupa Birliği’nin bu hedefi gerçekleştirme yolunda hayata geçirdiği en önemli politikalar dil ve kültür politikaları olmuştur. Dil politikası olarak çok dillilik politikasını belirleyen Avrupa Birliği’nin bu alanda yapmış olduğu çalışmaları incelemek, Türkiye’nin bütünleşme sürecinde dil konusunda gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmek zorunda olduğu istekleri belirlemek ve Avrupa Birliği sürecinde uygulanması gereken dil politikası konusunda öneriler sunmak çalışmanın temel amacını oluşturmuştur. Çalışma sonucunda, konuyla ilgili yapılan çalışmalara bir halka daha eklemek, konu hakkındaki sınırlı kaynakları çoğaltmak, konu üzerine dikkati çekerek yeni çalışmaların yapılmasını teşvik etmek de hedeflenmiştir.
Çalışmanın giriş bölümünde dilin tanımı yapılmış, ardından dilin; kültür, millet ve düşünceyle ilgili ilişkileri açıklanmıştır. Giriş bölümünden sonra çalışma üç bölümde ele alınmıştır. Birinci bölümde tarihî süreç içerisinde Türk dilinde yaşanan gelişmeler Cumhuriyet’ten önce ve Cumhuriyet’ten sonra alt başlıklarıyla incelenmiştir. İkinci bölümde Avrupa Birliği kısaca tanıtılmış, Avrupa Birliğinin dil politikası ve bu politikayla gerçekleştirmek istediği amaçlar resmî belgeler ışığında incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise dünden bugüne Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri anlatılmış, Avrupa Birliği’nin Türkiye’den dil ve kültür konularındaki istekleri İlerleme Raporları ve Katılım Ortaklığı Belgeleri doğrultusunda ele alınmış ve bu istekler karşısında Türkiye’nin yaptığı yasal düzenlemeler 2008 yılı ile sınırlı olmak kaydıyla irdelenmiştir. Sonuç ve öneriler kısmında ise Türkiye’nin Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde dil politikası konusunda yapması gerekenler ile ilgili olarak önerilerde bulunulmuştur.