İktisadi entegrasyonun en önemli unsurlarından olan “finansal entegrasyon” küreselleşmenin ve teknolojinin 1970 sonrasında hızlanmasıyla daha da önem kazanmıştır. Ülkelerin ihtiyacı olan sermayeye ulaşabildikleri ya da fazla olan sermayelerini değerlendirebildikleri sermaye piyasalarının entegre olmasıyla ciddi bir arz-talep dengesizliğinin de önüne geçilebilmektedir.
Bu yüzden bu kitapta Türkiye’nin yarım yüzyıldan fazla bir süredir üyelik için sürdürdüğü uzatmalı ilişkisi Avrupa Birliği ile olan finansal entegrasyon süreci incelenmiştir. Küreselleşmenin ve “aday ülke” statüsünün meydana getirdiği koşullardan sağladığı avantaj ve uğradığı dezavantajlardan bahsedilmiştir.
Finansal entegrasyonu açıklamaya çalışan iktisadi teorilerden başlayarak Avrupa Birliği finans piyasaları ile Türk finans piyasalarının uyum süreci, farklılıkları ve gelecekteki potansiyel kazanımları incelenmiştir.
İktisadi entegrasyonun en önemli unsurlarından olan “finansal entegrasyon” küreselleşmenin ve teknolojinin 1970 sonrasında hızlanmasıyla daha da önem kazanmıştır. Ülkelerin ihtiyacı olan sermayeye ulaşabildikleri ya da fazla olan sermayelerini değerlendirebildikleri sermaye piyasalarının entegre olmasıyla ciddi bir arz-talep dengesizliğinin de önüne geçilebilmektedir.
Bu yüzden bu kitapta Türkiye’nin yarım yüzyıldan fazla bir süredir üyelik için sürdürdüğü uzatmalı ilişkisi Avrupa Birliği ile olan finansal entegrasyon süreci incelenmiştir. Küreselleşmenin ve “aday ülke” statüsünün meydana getirdiği koşullardan sağladığı avantaj ve uğradığı dezavantajlardan bahsedilmiştir.
Finansal entegrasyonu açıklamaya çalışan iktisadi teorilerden başlayarak Avrupa Birliği finans piyasaları ile Türk finans piyasalarının uyum süreci, farklılıkları ve gelecekteki potansiyel kazanımları incelenmiştir.