Sadri Etem Ertem ( 1898-1943 ), Türk siyasetçi ve yazar. Öykü ve romanlarıyla tanınır. Sol Kemalizm ideolojisinin kurucusu.
Sadi Ertem, Avrupa’nın 16.yydan 20. yy kadar olan ekonomik gelişimini ana hatlarıyla özetleyerek ekonomik krizler, tekelleşme, üretim ve tüketim ilişkileri, uygulanan çözüm yöntemleri ve sanayileşme politikalarını sade bir dille okurlarıyla paylaşıyor.
Günümüzde Türkiye’de ve Dünya’da yaşanan ekonomik ve siyasal krizlerin, derinleşen çözümsüzlüğün yeni olmadığını 16.yy’dan itibaren başlayan süreçlerin, özellikle ülkemiz için çok da değişen süreçler olmadığını ve sorunların kaynağının yerli yerinde durduğunu okuyunca çok şaşıracaksınız.
“Osmanlı devleti evvelâ geniş 45-50 milyon nüfuslu bir memleketti. Bu memleketin ham maddeleri vardı. Mamul maddeler bu memlekete satılabiliyordu. Bu memlekette paraya ihtiyaç vardı. Öyle bir memleket ki, daima para ihtiyacı içerisinde kalmış, XVIII. asırdan beri sürekli borç için muhtelif maliye gruplarına müracaat etmiştir. Memleket bitkin bir hâldedir. İktisadi kaynaklar da kurumuştur. O hâlde ne yapılabilirdi? 1: Evvelâ bugünkü hareketlerin halk tarafından o zaman yapılması. Fakat bu yapılmamıştır. 2: Türkiye’ye yabancı sermayeyi getirmek. İşte devleti idare etmek için tutulan yol buydu.”
Dorlion Yayınları olarak 1939 yılı baskısından sadeleştirerek ve yeniden düzenleyerek günümüz okurlarının beğeni ve ilgisine sunduğumuz bu çalışmayla Sadri Ertem’i anarak okurlarımızla buluşturduğumuz için mutluyuz.
Sadri Etem Ertem ( 1898-1943 ), Türk siyasetçi ve yazar. Öykü ve romanlarıyla tanınır. Sol Kemalizm ideolojisinin kurucusu.
Sadi Ertem, Avrupa’nın 16.yydan 20. yy kadar olan ekonomik gelişimini ana hatlarıyla özetleyerek ekonomik krizler, tekelleşme, üretim ve tüketim ilişkileri, uygulanan çözüm yöntemleri ve sanayileşme politikalarını sade bir dille okurlarıyla paylaşıyor.
Günümüzde Türkiye’de ve Dünya’da yaşanan ekonomik ve siyasal krizlerin, derinleşen çözümsüzlüğün yeni olmadığını 16.yy’dan itibaren başlayan süreçlerin, özellikle ülkemiz için çok da değişen süreçler olmadığını ve sorunların kaynağının yerli yerinde durduğunu okuyunca çok şaşıracaksınız.
“Osmanlı devleti evvelâ geniş 45-50 milyon nüfuslu bir memleketti. Bu memleketin ham maddeleri vardı. Mamul maddeler bu memlekete satılabiliyordu. Bu memlekette paraya ihtiyaç vardı. Öyle bir memleket ki, daima para ihtiyacı içerisinde kalmış, XVIII. asırdan beri sürekli borç için muhtelif maliye gruplarına müracaat etmiştir. Memleket bitkin bir hâldedir. İktisadi kaynaklar da kurumuştur. O hâlde ne yapılabilirdi? 1: Evvelâ bugünkü hareketlerin halk tarafından o zaman yapılması. Fakat bu yapılmamıştır. 2: Türkiye’ye yabancı sermayeyi getirmek. İşte devleti idare etmek için tutulan yol buydu.”
Dorlion Yayınları olarak 1939 yılı baskısından sadeleştirerek ve yeniden düzenleyerek günümüz okurlarının beğeni ve ilgisine sunduğumuz bu çalışmayla Sadri Ertem’i anarak okurlarımızla buluşturduğumuz için mutluyuz.