Bu çalışmada idare gücünün geleneksel yapı ve işleyişini dönüştürecek ve bireyi bu güç karşısında himaye edecek yeni bir kavram olarak dolaşıma giren "iyi idare" (good administration) kavramı incelenmektedir. Çalışmada, iyi idarenin Avrupa İdare Hukuku alanına ulaşmayı sağlayacak bir üst kavram olarak kullanılmaya başlandığı ve 21. yy'de Avrupalı devletlerin, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin birbirleri ile etkileşim ve iş birliğinin anahtar kavramı olduğu ifade edilmekte, modern devletin hukuk devleti, demokrasi ve insan haklarından oluşan üç köşe taşına iyi idarenin dördüncü bir köşe taşı olarak eklemlendiği iddia edilmektedir.
Çalışmanın ilk bölümünde; kavrama ulaşmada yaşanan tedrici anlayış değişikliğini ortaya koyan arka plana işaret edilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde; Avrupa Konseyi'nin, bir dizi karar, sözleşme ve diğer faaliyet araçları ve yetkili yargı organı olan AİHM kararları üzerinden iyi idareye hizmet eden adımları ele alınmıştır. Yine, Avrupa Birliği Hukuku'nda AB mevzuatı ve ABAD kararları üzerinden iyi idarenin idari işlem sürecinde usul adaletini gerçekleştirmeyi amaçlayan ilke ve kuralları kapsayan bir üst kavram olarak benimsenmesi süreci ele alınmaktadır. İkinci bölümde son olarak, iyi idarenin Avrupalı devletlerin ulusal hukuklarında edindiği yer inceleme konusu edilmiştir.
Çalışmanın son bölümünde; konunun Türkiye ayağı incelenmiş Avrupa İdari Alanı ile uyumlu idari kapasite ve standardı sağlamak yükümlülüğünün, Türkiye'yi iyi idareye hizmet eden adımları atmak konusunda ne ölçüde harekete geçirdiği ve iyi idarenin gereklerinin idare hukukuna ne derece hâkim kılındığı sorgunlamıştır.
Bu çalışmada idare gücünün geleneksel yapı ve işleyişini dönüştürecek ve bireyi bu güç karşısında himaye edecek yeni bir kavram olarak dolaşıma giren "iyi idare" (good administration) kavramı incelenmektedir. Çalışmada, iyi idarenin Avrupa İdare Hukuku alanına ulaşmayı sağlayacak bir üst kavram olarak kullanılmaya başlandığı ve 21. yy'de Avrupalı devletlerin, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin birbirleri ile etkileşim ve iş birliğinin anahtar kavramı olduğu ifade edilmekte, modern devletin hukuk devleti, demokrasi ve insan haklarından oluşan üç köşe taşına iyi idarenin dördüncü bir köşe taşı olarak eklemlendiği iddia edilmektedir.
Çalışmanın ilk bölümünde; kavrama ulaşmada yaşanan tedrici anlayış değişikliğini ortaya koyan arka plana işaret edilmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünde; Avrupa Konseyi'nin, bir dizi karar, sözleşme ve diğer faaliyet araçları ve yetkili yargı organı olan AİHM kararları üzerinden iyi idareye hizmet eden adımları ele alınmıştır. Yine, Avrupa Birliği Hukuku'nda AB mevzuatı ve ABAD kararları üzerinden iyi idarenin idari işlem sürecinde usul adaletini gerçekleştirmeyi amaçlayan ilke ve kuralları kapsayan bir üst kavram olarak benimsenmesi süreci ele alınmaktadır. İkinci bölümde son olarak, iyi idarenin Avrupalı devletlerin ulusal hukuklarında edindiği yer inceleme konusu edilmiştir.
Çalışmanın son bölümünde; konunun Türkiye ayağı incelenmiş Avrupa İdari Alanı ile uyumlu idari kapasite ve standardı sağlamak yükümlülüğünün, Türkiye'yi iyi idareye hizmet eden adımları atmak konusunda ne ölçüde harekete geçirdiği ve iyi idarenin gereklerinin idare hukukuna ne derece hâkim kılındığı sorgunlamıştır.