“Halkın çehresine bakıyorum. Herkes neşe içinde. Hani ya harp tehlikesi vardı?.. Hiç kimse korkuyu aklına bile getirmiyor. Herkes gülüyor, şakalaşıyor, şarkı söylüyor, ıslık çalıyor.”
Cemil Süleyman’ın Bükreş ziyaretinden
Yıl 1939... Avrupa’nın ve dolayısıyla dünyanın da kaderini değiştiren II. Dünya Savaşı’nın hemen öncesi... Fecr-i Âti topluluğunun en etkili isimlerinden Cemil Süleyman, Almanya’ya sipariş edilen yolcu gemilerini almak üzere gönderilen mürettebatta doktor olarak görevlendirilir. Bu vesileyle kısa süreli bir Avrupa seyahatine çıkar ve notlar almaya başlar. Ancak kaleme aldığı seyahat notlarındaki edebî dil, keskin zekâ ve güçlü gözlem yeteneği Cemil Süleyman’ın eserini sıradan bir gezi günlüğü olmaktan çıkarır. Nihayet II. Dünya Savaşı öncesi Avrupa’nın nabzını tutan, okuması müthiş keyifli bir seyahatname meydana gelir.
Cemil Süleyman’ın bindiği tren bizi önce Romanya’ya götürür; yazar Romanya halkının ufukta beliren savaşa karşı kayıtsızlığına hayret eder. Bir sonraki durağı Polonya’da ise Danzig Meselesi’nden dolayı Polonya halkının savaş ihtimalini çoktan göze aldığını ve bu uğurda canını vermeye hazır olduğunu gözlemler. Yolculuğun geri kalanına gemiyle devam eden Cemil Süleyman, ziyaret ettiği ülkeler arasında savaş havasını belki de en yoğun şekilde Almanya’da hisseder: Friedrichstraze’den sert adımlarla geçerek gösteri yapan askerler, top ve cephane dolu yüzlerce vagonun sevkiyatı, gıda fiyatlarında görülen kayda değer artış, yiyecek kıtlığı, nihayetinde Yahudi vatandaşlara ardı ardına getirilen yasaklar… Avrupa’daki son durağı olan Hollanda’da ise hava donanmasının tatbikatına rast gelir.
Başlamak üzere olan II. Dünya Savaşı’nın bütün kıtaya sirayet eden havasını teneffüs eden Cemil Süleyman, kıymetli ve gerçekçi gözlemlerini tecrübelerinin imbiğinden geçirerek dönemin Avrupa’sını gözler önüne serer. Patlamak üzere olan Avrupa volkanı üzerinde bir seyahate; bütün kıtaya yayılan gerilime, tedirginliğe ve teyakkuz hâline şahit olmaya hazır mısınız?
“Halkın çehresine bakıyorum. Herkes neşe içinde. Hani ya harp tehlikesi vardı?.. Hiç kimse korkuyu aklına bile getirmiyor. Herkes gülüyor, şakalaşıyor, şarkı söylüyor, ıslık çalıyor.”
Cemil Süleyman’ın Bükreş ziyaretinden
Yıl 1939... Avrupa’nın ve dolayısıyla dünyanın da kaderini değiştiren II. Dünya Savaşı’nın hemen öncesi... Fecr-i Âti topluluğunun en etkili isimlerinden Cemil Süleyman, Almanya’ya sipariş edilen yolcu gemilerini almak üzere gönderilen mürettebatta doktor olarak görevlendirilir. Bu vesileyle kısa süreli bir Avrupa seyahatine çıkar ve notlar almaya başlar. Ancak kaleme aldığı seyahat notlarındaki edebî dil, keskin zekâ ve güçlü gözlem yeteneği Cemil Süleyman’ın eserini sıradan bir gezi günlüğü olmaktan çıkarır. Nihayet II. Dünya Savaşı öncesi Avrupa’nın nabzını tutan, okuması müthiş keyifli bir seyahatname meydana gelir.
Cemil Süleyman’ın bindiği tren bizi önce Romanya’ya götürür; yazar Romanya halkının ufukta beliren savaşa karşı kayıtsızlığına hayret eder. Bir sonraki durağı Polonya’da ise Danzig Meselesi’nden dolayı Polonya halkının savaş ihtimalini çoktan göze aldığını ve bu uğurda canını vermeye hazır olduğunu gözlemler. Yolculuğun geri kalanına gemiyle devam eden Cemil Süleyman, ziyaret ettiği ülkeler arasında savaş havasını belki de en yoğun şekilde Almanya’da hisseder: Friedrichstraze’den sert adımlarla geçerek gösteri yapan askerler, top ve cephane dolu yüzlerce vagonun sevkiyatı, gıda fiyatlarında görülen kayda değer artış, yiyecek kıtlığı, nihayetinde Yahudi vatandaşlara ardı ardına getirilen yasaklar… Avrupa’daki son durağı olan Hollanda’da ise hava donanmasının tatbikatına rast gelir.
Başlamak üzere olan II. Dünya Savaşı’nın bütün kıtaya sirayet eden havasını teneffüs eden Cemil Süleyman, kıymetli ve gerçekçi gözlemlerini tecrübelerinin imbiğinden geçirerek dönemin Avrupa’sını gözler önüne serer. Patlamak üzere olan Avrupa volkanı üzerinde bir seyahate; bütün kıtaya yayılan gerilime, tedirginliğe ve teyakkuz hâline şahit olmaya hazır mısınız?