Abbas’lar, Kuruyan Dudaklarla Gittiler Ve Bir Susuz Su Meşki Hâlâ Yerde. (Ali Hoşlafz) Ali Hoşlafz, 1979 İran İslam Devrimi sonrasında hayatı, düşünceleri ve idealleri tamamen değişen milyonlarca insandan yalnızca bir tanesi. Her an şehadeti arzulamasına rağmen “Kardeşlerim” dediği ve birer birer toprağa verdiği silah arkadaşlarına özlem ve gıptayla bakmış hep. Birçok çocuk gibi meyve ağaçlarına tırmanan, komşunun ziline basıp kaçan ve okulla arası pek iyi olmayan Ali Hoşlafz, İslam Devrimi’nden sonra içindeki manevi sese kulak tıkamayarak çocuk yaşta cepheye giden gönüllü bir savaşçı, 16 yaşında taburlara yol gösteren bir keşifçi. Ali Hoşlafz, riyadan uzak bir kalbin tahammülü zor acılara bile “Allah yolunda öldürülmek, baldan tatlıdır.” diyerek sabredilebileceğini, kan ve gözyaşının eksik olmadığı bir ortamda şahit olduğu her olaya “Güzellik” olarak bakılabileceğini ve yalnızca Allah’a teslim olanın muzaffer olacağını müjdeliyor. Elinizdeki kitap, sekiz yıllık İran-Irak savaşı boyunca cepheden cepheye koşan, Allah yolunda yapılabilecek fedakârlıkların boyutlarını gözler önüne seren ve tarihin seyrini değiştiren şehitler kadar, şahitlerin de önemli roller üstlendiklerinin bir numunesi olan Ali Hoşlafz’ın kendi dilinden aktarılan savaş anılarıdır. Kitabın her bölümü, cephe ortamının çok az insanın bildiği fedakâr, samimi, şakacı, vefakâr ve ölüme gülümseyen çehresini tanıtıyor okuyucuya.
Abbas’lar, Kuruyan Dudaklarla Gittiler Ve Bir Susuz Su Meşki Hâlâ Yerde. (Ali Hoşlafz) Ali Hoşlafz, 1979 İran İslam Devrimi sonrasında hayatı, düşünceleri ve idealleri tamamen değişen milyonlarca insandan yalnızca bir tanesi. Her an şehadeti arzulamasına rağmen “Kardeşlerim” dediği ve birer birer toprağa verdiği silah arkadaşlarına özlem ve gıptayla bakmış hep. Birçok çocuk gibi meyve ağaçlarına tırmanan, komşunun ziline basıp kaçan ve okulla arası pek iyi olmayan Ali Hoşlafz, İslam Devrimi’nden sonra içindeki manevi sese kulak tıkamayarak çocuk yaşta cepheye giden gönüllü bir savaşçı, 16 yaşında taburlara yol gösteren bir keşifçi. Ali Hoşlafz, riyadan uzak bir kalbin tahammülü zor acılara bile “Allah yolunda öldürülmek, baldan tatlıdır.” diyerek sabredilebileceğini, kan ve gözyaşının eksik olmadığı bir ortamda şahit olduğu her olaya “Güzellik” olarak bakılabileceğini ve yalnızca Allah’a teslim olanın muzaffer olacağını müjdeliyor. Elinizdeki kitap, sekiz yıllık İran-Irak savaşı boyunca cepheden cepheye koşan, Allah yolunda yapılabilecek fedakârlıkların boyutlarını gözler önüne seren ve tarihin seyrini değiştiren şehitler kadar, şahitlerin de önemli roller üstlendiklerinin bir numunesi olan Ali Hoşlafz’ın kendi dilinden aktarılan savaş anılarıdır. Kitabın her bölümü, cephe ortamının çok az insanın bildiği fedakâr, samimi, şakacı, vefakâr ve ölüme gülümseyen çehresini tanıtıyor okuyucuya.