Ayetullah Ruhullah Musevî Humeyni [1902-1989], modern dönemin şahit olduğu en kritik ve tarihin akışını değiştiren üç büyük devrimden birine [diğerleri 1789 Fransız Devrimi ve 1917 Bolşevik İhtilali] öncülük etmiş karizmatik bir siyasetçi, donanımlı bir fakih ve din adamı, maharetli bir şair, derinlikli bir irfan ve tasavvuf ehli olarak artık tarihe mal olmuş bir şahsiyettir. Tabiatıyla, Humeyni’nin uzun yaşamındaki her görüşü, icraatı ve eylemi kitlelerde sempati doğurmadı, hatta bazı geniş çevrelerde kin ve nefretle anılan bir figüre dönüştüğü dahi söylenebilir.
Dolayısıyla son derece girift ve çok katmanlı bir portre var karşımızda ve etki ettiği süreçleri daha iyi anlayabilmek için hayatının her anı, görüş ve icraatlarının her boyutu derinlemesine incelenmeyi hak ediyor. Aksi takdirde Humeyni’ye dair varılacak her hüküm –olumlu veya olumsuz olmasına bakılmaksızın- aceleci, yüzeysel, eksik, önyargılı, tek taraflı, subjektif ve son tahlilde hakikatin kendisinden uzak olmaya mahkûm kalacaktır.
Elinizdeki kitabın önemli bir yönü, kronoloji temelli klasik bir biyografi olmaktan ziyade, tematik parametrelere odaklanan politik ve entelektüel biyografi örneği sunmasıdır. Humeyni’nin Şii teolojisindeki yeri, Velâyet-i Fakih’in tarihselliği, “Velî-i Fakih”in kadın ve toplumsal cinsiyet sorunları, tasavvuf, irfan, politik öznellik ve egemenlik, ruhban sınıfı, emperyalizm, dekolonizasyon vb kavramlara dair yaklaşımları kitapta ayrıntılı olarak incelenmektedir. İran Çalışmaları alanında uzun yıllardır faaliyet gösteren 15 uzmanın katkı sağladığı bu derinlikli entelektüel biyografi, hem Türkçedeki İran ve Ortadoğu çalışmalarına hem de biyografi sahasına büyük bir katkı sağlayacak ve yeni fikri tartışmaları tetikleyecek, önemli bir başucu kitabı olmaya aday.
Ayetullah Ruhullah Musevî Humeyni [1902-1989], modern dönemin şahit olduğu en kritik ve tarihin akışını değiştiren üç büyük devrimden birine [diğerleri 1789 Fransız Devrimi ve 1917 Bolşevik İhtilali] öncülük etmiş karizmatik bir siyasetçi, donanımlı bir fakih ve din adamı, maharetli bir şair, derinlikli bir irfan ve tasavvuf ehli olarak artık tarihe mal olmuş bir şahsiyettir. Tabiatıyla, Humeyni’nin uzun yaşamındaki her görüşü, icraatı ve eylemi kitlelerde sempati doğurmadı, hatta bazı geniş çevrelerde kin ve nefretle anılan bir figüre dönüştüğü dahi söylenebilir.
Dolayısıyla son derece girift ve çok katmanlı bir portre var karşımızda ve etki ettiği süreçleri daha iyi anlayabilmek için hayatının her anı, görüş ve icraatlarının her boyutu derinlemesine incelenmeyi hak ediyor. Aksi takdirde Humeyni’ye dair varılacak her hüküm –olumlu veya olumsuz olmasına bakılmaksızın- aceleci, yüzeysel, eksik, önyargılı, tek taraflı, subjektif ve son tahlilde hakikatin kendisinden uzak olmaya mahkûm kalacaktır.
Elinizdeki kitabın önemli bir yönü, kronoloji temelli klasik bir biyografi olmaktan ziyade, tematik parametrelere odaklanan politik ve entelektüel biyografi örneği sunmasıdır. Humeyni’nin Şii teolojisindeki yeri, Velâyet-i Fakih’in tarihselliği, “Velî-i Fakih”in kadın ve toplumsal cinsiyet sorunları, tasavvuf, irfan, politik öznellik ve egemenlik, ruhban sınıfı, emperyalizm, dekolonizasyon vb kavramlara dair yaklaşımları kitapta ayrıntılı olarak incelenmektedir. İran Çalışmaları alanında uzun yıllardır faaliyet gösteren 15 uzmanın katkı sağladığı bu derinlikli entelektüel biyografi, hem Türkçedeki İran ve Ortadoğu çalışmalarına hem de biyografi sahasına büyük bir katkı sağlayacak ve yeni fikri tartışmaları tetikleyecek, önemli bir başucu kitabı olmaya aday.