Genel Müdürlük dönemimde, uzaktan akrabam Metin C. Ağabey’in yaptığı benzetme dün gibi aklımdadır. “Sen Tsana -En küçük kuş türlerinden biri olan kızılgerdanın Lazcadaki adı- kuşu gibisin” demiş ve bu benzetmenin açıklamasını da eklemişti: “Tsana gök gürlediğinde yere sırt üstü yatar ve kürdan inceliğindeki bacaklarını havaya dikermiş. Tsana’ya ‘Bu yaptığın nedir?’ diye sorduklarında, ‘Gök kubbe çökebilir, onu tutacağım’ diye yanıt vermiş. Senin yaptığın da işte tam olarak bu!”
Benzetmenin güzelliğine diyeceğim yok ama işin ciddi tarafını göz ardı ediyor. Devlet yönetiminde ve genelde sosyal sorunların çözümünde birilerinin konuyu ciddiye alıp kendini feda etme havasına girmesi gerekir.
Aykırı bir yönetici olarak iş hayatım boyunca bana düşeni yapmaya çalıştım. Engellerle, imkansızlıklarla, haksızlıklarla kendime yakıştığını düşündüğüm şekilde mücadele ettim. Ve herkes bu tutumu benimserse çok şeyin olumlu yönde değişeceği görüşümü anlatmaya devam edeceğim.
Genel Müdürlük dönemimde, uzaktan akrabam Metin C. Ağabey’in yaptığı benzetme dün gibi aklımdadır. “Sen Tsana -En küçük kuş türlerinden biri olan kızılgerdanın Lazcadaki adı- kuşu gibisin” demiş ve bu benzetmenin açıklamasını da eklemişti: “Tsana gök gürlediğinde yere sırt üstü yatar ve kürdan inceliğindeki bacaklarını havaya dikermiş. Tsana’ya ‘Bu yaptığın nedir?’ diye sorduklarında, ‘Gök kubbe çökebilir, onu tutacağım’ diye yanıt vermiş. Senin yaptığın da işte tam olarak bu!”
Benzetmenin güzelliğine diyeceğim yok ama işin ciddi tarafını göz ardı ediyor. Devlet yönetiminde ve genelde sosyal sorunların çözümünde birilerinin konuyu ciddiye alıp kendini feda etme havasına girmesi gerekir.
Aykırı bir yönetici olarak iş hayatım boyunca bana düşeni yapmaya çalıştım. Engellerle, imkansızlıklarla, haksızlıklarla kendime yakıştığını düşündüğüm şekilde mücadele ettim. Ve herkes bu tutumu benimserse çok şeyin olumlu yönde değişeceği görüşümü anlatmaya devam edeceğim.