Şimdi sana inanman için bir şey söyleyeceğim: "Ben yüz bir yıl, beş ay ve bir günlüğüm." deyince Alice, "Buna inanamam!" diye atıldı hemen. Kraliçe, "Öyle mi? Tekrar dene. Derin bir nefes al ve gözlerini kapat..." dedi. Alice gülerek "Bunu denemeye gerek yok ki! Hiç kimse imkânsız olan şeylere inanmaz!" diye karşılık verdi. Kraliçe, "Bu konuda çok fazla bilgin yok sanırım. Senin yaşındayken günde yarım saat bunun üzerinde alıştırma yapardım. Bazen kahvaltıdan önce en az altı tane imkânsız şeye inandığım olurdu." dedi."Alice Harikalar Diyarında"nın devamı niteliğinde olan "Aynanın İçinden" kitabında Alice bu kez, bir aynanın içinden geçerek bambaşka bir dünyaya adım atıyor. Bu dünyada her şey tersine gitmekte; olaylar ve zaman geriye doğru işlemektedir. Alice, burada kendini bir satranç oyununun içinde bulur. Etraf dev bir satranç tahtasına benzemekte ve tüm karakterler üzerlerine düşen hamleleri yapmaktadır. Bu tuhaf dünyada Piyon’luktan Kraliçe’liğe geçmek isteyen Alis de kurallara uygun bir şekilde tüm hamlelerini yapmalıdır.Alice’in düşsel dünyası, tuhaflığıyla sadece çocukları değil büyükleri de onlarca yıl boyunca içine çekmiştir. Eserin, yetişkinlerin dünyasında son derece "normal" olarak algıladığımız bazı davranışların aslında ne kadar tuhaf olduğunu göstermesi, ince bir kara mizah örneğidir. İçinde barındırdığı pek çok ironi ve titizce yazılmış diyaloglarla Carroll, yetişkinlerin dünyasının, saf, temiz bir çocuğun gözünden ne kadar saçma göründüğünü gözler önüne sermektedir.
Şimdi sana inanman için bir şey söyleyeceğim: "Ben yüz bir yıl, beş ay ve bir günlüğüm." deyince Alice, "Buna inanamam!" diye atıldı hemen. Kraliçe, "Öyle mi? Tekrar dene. Derin bir nefes al ve gözlerini kapat..." dedi. Alice gülerek "Bunu denemeye gerek yok ki! Hiç kimse imkânsız olan şeylere inanmaz!" diye karşılık verdi. Kraliçe, "Bu konuda çok fazla bilgin yok sanırım. Senin yaşındayken günde yarım saat bunun üzerinde alıştırma yapardım. Bazen kahvaltıdan önce en az altı tane imkânsız şeye inandığım olurdu." dedi."Alice Harikalar Diyarında"nın devamı niteliğinde olan "Aynanın İçinden" kitabında Alice bu kez, bir aynanın içinden geçerek bambaşka bir dünyaya adım atıyor. Bu dünyada her şey tersine gitmekte; olaylar ve zaman geriye doğru işlemektedir. Alice, burada kendini bir satranç oyununun içinde bulur. Etraf dev bir satranç tahtasına benzemekte ve tüm karakterler üzerlerine düşen hamleleri yapmaktadır. Bu tuhaf dünyada Piyon’luktan Kraliçe’liğe geçmek isteyen Alis de kurallara uygun bir şekilde tüm hamlelerini yapmalıdır.Alice’in düşsel dünyası, tuhaflığıyla sadece çocukları değil büyükleri de onlarca yıl boyunca içine çekmiştir. Eserin, yetişkinlerin dünyasında son derece "normal" olarak algıladığımız bazı davranışların aslında ne kadar tuhaf olduğunu göstermesi, ince bir kara mizah örneğidir. İçinde barındırdığı pek çok ironi ve titizce yazılmış diyaloglarla Carroll, yetişkinlerin dünyasının, saf, temiz bir çocuğun gözünden ne kadar saçma göründüğünü gözler önüne sermektedir.