Antonio Negri ve Michael Hardt, Çokluk’ta, mevcut küresel savaş halini tanımlarken, “Toplumsal düzeni oluşturmayı ve sürdürmeyi hedefleyen bir savaşın sonu olamaz. Bu savaş, iktidarın ve şiddetin sürekli, kesintisiz bir biçimde uygulanmasını gerektirir.” öngörüsünde bulunmuşlar ve her gün tekrar kazanılması gereken bu savaşın fiilen polis faaliyetinden ayırt edilemez hale geldiğini ifade etmişlerdi. Bu tanımlamayı dünya üzerinde en yakından deneyimleyen ülkelerden birinde yaşıyoruz. Yaşadığımız savaş deneyimi ne sadece Güneydoğu illerinde yapılan operasyonlarla sınırlı, ne de Suriye’de yaşananlarla.
Antonio Negri ve Michael Hardt, Çokluk’ta, mevcut küresel savaş halini tanımlarken, “Toplumsal düzeni oluşturmayı ve sürdürmeyi hedefleyen bir savaşın sonu olamaz. Bu savaş, iktidarın ve şiddetin sürekli, kesintisiz bir biçimde uygulanmasını gerektirir.” öngörüsünde bulunmuşlar ve her gün tekrar kazanılması gereken bu savaşın fiilen polis faaliyetinden ayırt edilemez hale geldiğini ifade etmişlerdi. Bu tanımlamayı dünya üzerinde en yakından deneyimleyen ülkelerden birinde yaşıyoruz. Yaşadığımız savaş deneyimi ne sadece Güneydoğu illerinde yapılan operasyonlarla sınırlı, ne de Suriye’de yaşananlarla.