Azerbaycan halen ülke içinde olduğu gibi dışında da terra incognita [bilinmeyen toprak] özelliğini korumaktadır. Sovyet ve Pehlevi rejimleri döneminde bu ülkenin geçmişi fazlasıyla tahrif edildi. Günümüz Azerbaycan’ı ve Azerbaycan’daki Türk milletinin kendisini doğru idrak etmesi engellenmiştir. Hâlihazırda eski Sovyet tarih yazılımı çökmüş yenisi ise kurulmamıştır. Son yıllardaki tarih kitapları patlaması da durumu düzeltmek gücünde değildir. Azerbaycan vatandaşlarının tarih bilinci ona olan talebe cevap verecek güçte değil. Milletleşme sürecinde ortaya çıkan temel soruya - Biz kimiz, nereden gelip, nereye gidiyoruz? doğru cevap verebiliyor muyuz? Veya Neden bu haldeyiz? sorusuna tam gerçekliği ile cevap bulabiliyor muyuz? Resmî veya gayri resmî İran tarihçiliğinin misyonu Türklüğün bilincini zehirlemek olmuştur kuşkusuz. Bu siyaset günümüzde Türklerin kendini idrak etmesine mani olmaktadır. Kaydettiğimiz bu durum hazırlıklı Türkiye okuyucusu için aşağı yukarı bilinen meseledir. Kuzey Azerbaycan’daki resmî tarihçilik nispeten karışıktır. Fakat ne kadar karışık olsa da aynı cevabı vurgulamak zorundayız: Kuzey Azerbaycan’daki tarihçilik, Şu Azerbaycanlılar kimlerdir, nereden gelip, nereye gidiyorlar? temel sorusunu yanıtlamak gücünde değildir. Bu kitap işte bu alandaki boşluğu doldurmak amacıyla hazırlanmıştır.
Azerbaycan halen ülke içinde olduğu gibi dışında da terra incognita [bilinmeyen toprak] özelliğini korumaktadır. Sovyet ve Pehlevi rejimleri döneminde bu ülkenin geçmişi fazlasıyla tahrif edildi. Günümüz Azerbaycan’ı ve Azerbaycan’daki Türk milletinin kendisini doğru idrak etmesi engellenmiştir. Hâlihazırda eski Sovyet tarih yazılımı çökmüş yenisi ise kurulmamıştır. Son yıllardaki tarih kitapları patlaması da durumu düzeltmek gücünde değildir. Azerbaycan vatandaşlarının tarih bilinci ona olan talebe cevap verecek güçte değil. Milletleşme sürecinde ortaya çıkan temel soruya - Biz kimiz, nereden gelip, nereye gidiyoruz? doğru cevap verebiliyor muyuz? Veya Neden bu haldeyiz? sorusuna tam gerçekliği ile cevap bulabiliyor muyuz? Resmî veya gayri resmî İran tarihçiliğinin misyonu Türklüğün bilincini zehirlemek olmuştur kuşkusuz. Bu siyaset günümüzde Türklerin kendini idrak etmesine mani olmaktadır. Kaydettiğimiz bu durum hazırlıklı Türkiye okuyucusu için aşağı yukarı bilinen meseledir. Kuzey Azerbaycan’daki resmî tarihçilik nispeten karışıktır. Fakat ne kadar karışık olsa da aynı cevabı vurgulamak zorundayız: Kuzey Azerbaycan’daki tarihçilik, Şu Azerbaycanlılar kimlerdir, nereden gelip, nereye gidiyorlar? temel sorusunu yanıtlamak gücünde değildir. Bu kitap işte bu alandaki boşluğu doldurmak amacıyla hazırlanmıştır.