Mehmet Ali Ayni’nin ilk defa yayınlanan kitabının bazı hususiyetleri var. Eserin öncelikleri, değerlendirmeleri, metnin hiyerarşisi, üslubu, içinden gelip geçtiği tekpartili yılların ihtiyaçları ve müellifin arayışlarını ele veren kelime ve kavramları... önem arzetmektedir. Osmanlılar döneminde yetişmiş büyük bir mutasavvıf tekkelerin çoktan kapandığı, tasavvuf düşüncesinin küçümsendiği bir zaman aralığında bir ahlâkî kişilik/bir örnek hayat, önemli ve Batıdaki benzerleriyle rahatlıkla boy ölçüşebilecek bir tefekkür adamı, büyük bir şair olarak anlatılmakta ve yorumlanmaktadır.
İkincisi, Aziz Mahmud Hüdaî, Cumhuriyet ideolojisinin daraltılmış “Türk” vurgularıyla bir şekilde ilişkilendirilebilecek tarzda “Türk Azizleri”nden büyük bir şahsiyet olarak kurgulanıp anlatılıyor. Yazarın seviyeli bir şekilde yürüttüğü bu telif siyasetleri, bir tarafıyla Cumhuriyet fikriyatı ile irtibatlı hale gelmek isterken diğer taraftan resmi çizgiyi ve ideolojik kültür politikalarını aşmak ve onları bazı “uygun” yollar bularak Osmanlı ilim ve kültür hayatının, paranteze alınan İslâmın ve gayrımeşru ilân edilen tasavvufun içine çekmektedir.
Ayrıca Ayni’nin eserlerini ve düşüncelerini bir bütünlük içinde görmek bakımından da önemli bir çalışma.
Mehmet Ali Ayni’nin ilk defa yayınlanan kitabının bazı hususiyetleri var. Eserin öncelikleri, değerlendirmeleri, metnin hiyerarşisi, üslubu, içinden gelip geçtiği tekpartili yılların ihtiyaçları ve müellifin arayışlarını ele veren kelime ve kavramları... önem arzetmektedir. Osmanlılar döneminde yetişmiş büyük bir mutasavvıf tekkelerin çoktan kapandığı, tasavvuf düşüncesinin küçümsendiği bir zaman aralığında bir ahlâkî kişilik/bir örnek hayat, önemli ve Batıdaki benzerleriyle rahatlıkla boy ölçüşebilecek bir tefekkür adamı, büyük bir şair olarak anlatılmakta ve yorumlanmaktadır.
İkincisi, Aziz Mahmud Hüdaî, Cumhuriyet ideolojisinin daraltılmış “Türk” vurgularıyla bir şekilde ilişkilendirilebilecek tarzda “Türk Azizleri”nden büyük bir şahsiyet olarak kurgulanıp anlatılıyor. Yazarın seviyeli bir şekilde yürüttüğü bu telif siyasetleri, bir tarafıyla Cumhuriyet fikriyatı ile irtibatlı hale gelmek isterken diğer taraftan resmi çizgiyi ve ideolojik kültür politikalarını aşmak ve onları bazı “uygun” yollar bularak Osmanlı ilim ve kültür hayatının, paranteze alınan İslâmın ve gayrımeşru ilân edilen tasavvufun içine çekmektedir.
Ayrıca Ayni’nin eserlerini ve düşüncelerini bir bütünlük içinde görmek bakımından da önemli bir çalışma.