Nübüvvet silsilesinin son halkası Hz. Muhammed (sas) ile tamamlanmıştır. Allah Resûlü’nün (sas) mirasına sahip çıkan âlimler, İslâm’ı farklı dil, renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İlmî, fikrî, siyasî, askerî vb. alanlarda İslâm dinine farklı açılardan hizmet eden bu şahsiyetler, büyük ve kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamışlardır. Her birinin hayatı farklı bir örneklik teşkil eden, yaşadıkları asrın öncüleri ve Peygamber vârisleri olan bu şahsiyetlerin sayısı binleri aşmaktadır. Hepsini ayrı ayrı tanıtmak mümkün olmadığından bu şahsiyetlerin okuyucu ile buluşmasının bir başlangıcı olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler projesi hayata geçirilmiştir. Nebevî Vâris olarak seçilen isimlerden biri de Aziz Mahmud Hüdâyî’dir. İlmini irfana, mâlumâtını mârifete dönüştürmeyi başarmış nadir şahsiyetlerden birisidir. Hem aklî hem kalbî ilimleri tahsil etmiş bir mutasavvıftır. Bursa’da kadı iken nefisini terbiye için ciğer satmış, halk nezdinde meczub iken hakikatte câzib olmuş, padişahlar ardınca yürümüştür. Hüdâyî Efendi, aldığı eğitim ve icra ettiği görevlerin yanında âlim, ârif, şâir, vaiz, bestekâr, fâkih, muhaddis, müderris, mutasavvıf, kadı gibi unvanlara sahip olmasıyla kültür tarihimizde eşine az rastlanır, nüktedan, hazırcevap, zarif, tatlı dilli güler yüzlü, samimi bir üslup sahibi, öngörüsü çok güçlü, makam ve mevki hırsı olmayan, mala mülke tamah etmeyen bir Allah dostudur. Bu yönleriyle Aziz Mahmud Hüdâyî, hayatın her yönüne temas eden, Müslümanca bir tavır ile yaşayan tam ve mükemmel anlamda entelektüel bir sûfîdir.
Nübüvvet silsilesinin son halkası Hz. Muhammed (sas) ile tamamlanmıştır. Allah Resûlü’nün (sas) mirasına sahip çıkan âlimler, İslâm’ı farklı dil, renk ve kültürlere sahip toplumlara anlatma gayretinde olmuştur. İlmî, fikrî, siyasî, askerî vb. alanlarda İslâm dinine farklı açılardan hizmet eden bu şahsiyetler, büyük ve kutlu mirasın günümüze ulaşmasında ve İslâm medeniyetinin oluşmasında büyük rol oynamışlardır. Her birinin hayatı farklı bir örneklik teşkil eden, yaşadıkları asrın öncüleri ve Peygamber vârisleri olan bu şahsiyetlerin sayısı binleri aşmaktadır. Hepsini ayrı ayrı tanıtmak mümkün olmadığından bu şahsiyetlerin okuyucu ile buluşmasının bir başlangıcı olması niyetiyle aralarından seçilen 100 öncüyü anlatan Nebevî Vârisler projesi hayata geçirilmiştir. Nebevî Vâris olarak seçilen isimlerden biri de Aziz Mahmud Hüdâyî’dir. İlmini irfana, mâlumâtını mârifete dönüştürmeyi başarmış nadir şahsiyetlerden birisidir. Hem aklî hem kalbî ilimleri tahsil etmiş bir mutasavvıftır. Bursa’da kadı iken nefisini terbiye için ciğer satmış, halk nezdinde meczub iken hakikatte câzib olmuş, padişahlar ardınca yürümüştür. Hüdâyî Efendi, aldığı eğitim ve icra ettiği görevlerin yanında âlim, ârif, şâir, vaiz, bestekâr, fâkih, muhaddis, müderris, mutasavvıf, kadı gibi unvanlara sahip olmasıyla kültür tarihimizde eşine az rastlanır, nüktedan, hazırcevap, zarif, tatlı dilli güler yüzlü, samimi bir üslup sahibi, öngörüsü çok güçlü, makam ve mevki hırsı olmayan, mala mülke tamah etmeyen bir Allah dostudur. Bu yönleriyle Aziz Mahmud Hüdâyî, hayatın her yönüne temas eden, Müslümanca bir tavır ile yaşayan tam ve mükemmel anlamda entelektüel bir sûfîdir.