Babam, Boğaziçi

Biri 19. Yüzyılın sonlarına doğru, diğeri 21. Yüzyılın başlarında, Osmanlı Devleti’nin sona ermesi ile çağdaş dünyanın yaşanmakta olduğu zamanlarda, ilk bakışta farklı görünen iki ayrı hikâye yaşanmaktadır.
İşine bağlı bir dedektif olan Kamila Calal, rahmetli eşinin ölüm nedenini araştırıp aydınlatmak amacıyla İstanbul’u âdeta karış karış dolaşacak, araştırılmayan tek bir semt, tek bir yer bırakmayacaktır.
Kamila Calal yine, hayatında meydana gelen sayısız olumsuz olay neticesinde İstanbul Yıldız Sarayında Osmanlı Sultanının etrafında bulunan önemli kişilerle samimiyet kurmaya başlamış genç bir kız olarak karşımıza çıkmaktadır.
Saltanatın sonu yaklaşmış, Sultan Abdülhamid Han Hazretleri’nin tahttan indirilmesi yaklaşmaktadır. Diğer yandan, başka bir zaman diliminde Boğaziçi, koskocaman şehrin ışıklarının sönmesine sebep olan ve İstanbul’u karanlığa mahkûm eden seri cinayetlerin katilinin peşine düşmüş vaziyette.
Aynı adı taşımakta olan iki genç kadın arasındaki ortak nokta nedir?
Her ikisi de hayatın anlamını öğrenmek amacıyla yaşıyor.