Türk Mûsikisi, özellikle Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı tarihi incelendiği zaman entelektüel kesimin büyük ilgisine mazhar olmuş bir sanattır. Klasik sanatların oluşumunda ve olgunlaşmasında toplumun aydın kesiminin katılımı bu sebeple zaruridir. Ülkemizde hâlen Klâsik Türk Müziği, konservatuvarlarımız dışında toplumumuzun farklı alanlarında uzman olan kişilerin desteğini almaktadır. Özellikle hekimlerimizden! Tıp bilimi alanında hemen aklımıza gelen ünlü besteci ve şeflerimizden Dr. Nevzat Atlığ ve Dr. Alâeddin Yavaşça’ya ne kadar şükranlarımızı sunsak az olur. “Tıp sanatı” diye bir kavramın da doktorlarımızın sanata verdikleri ehemmiyetten ileri geldiğini düşünebiliriz bu sayede.
Şahsen benim kendisini tanımakla gurur duyduğum entelektüel ve sanatsever hekimlerimizden biri de Sayın Abdülkadir Kaya’dır. Sevgili mesai arkadaşım Zeynep Yadigaroğlu, “babamın besteleri var” deyince çok sevinmiş ve tanışmak istemiştim. Abdülkadir Bey ile bestelerini icrâ etmiş ve sanatımızın klâsizmini bestelerinde buram buram hissetmiştim. Bu kitaptaki eserler Türk Müziği’nin Abdülkadir Bey’deki bir yansıması. Sanatseverlere sonsuza kadar bırakılmış bir emanet. Birçok farklı makamda eserlerle sizlerin beğenisine sunulmakta.
Abdülkadir Bey’e, bu besteleri bizlere hediye ettiği için sanat câmiası adına şükranlarımızı sunuyoruz. İyi ki varsınız. Sizler vâroldukça Türk Musikisi de vârolacak. Saygılar bizden size.
Doç. Dr. Ali Kerim ÖNER,
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
Abdulkadir Bey’in ilk gençlik yıllarından itibaren yaptığı Türk Sanat Müziği bestelerini inceledim. Besteler oldukça güzel, akıcı, kolay deşifre edilebilir özellikte. Hem bir söz yazarı, hem de besteci olarak duygularını aktarmadaki tasvirselliği, zaman zaman hüzün, zaman zaman da neşe olarak bizlere yansımakta. Türk Sanat Müziği de diğer müzik türleri gibi varoluşunu, üretilen eserlerle sürdürmektedir. Bu bakımdan bestecilerimiz her daim çok kıymetlidir. Dr. Abdulkadir Kaya’yı kutluyor; daha nice yıllar güzel sözler ve bestelerle üretimini sürdürerek, bizlerle paylaşmasını diliyorum. Sevgilerimle…
Mine GEÇİLİ BİTMEZ,
TRT İstanbul Radyosu Ses Sanatçısı
Bir toplumun kalkınması için en önemli etkenlerden biri de şüphesiz kültür ve sanat konusunda doğru kaynaklardan beslenmiş bireylere sahip olmaktır. Bu kültürel doygunluktan nasiplenmiş, icrâ ettiği mesleki sorumluluğun yanında sanatsal kimliği ile de örnek teşkil edip toplumun kültürel dinamiklerini ayakta tutmak için çaba sarfeden Dr.Abdulkadir Bey gibi gönül adamlarının varoluşu insanlık için bulunmaz bir nimettir.
İnsanlık adına çok ulvi bir görev olan Tıp alanına ömrünü adamış, aynı zamanda mûsıkî sanatının en zor dallarından biri olan bestecilik ve söz yazarlığı konusunda da meydana getirdiği eserlerle dinleyenleri kendi iç dünyasına ortak eden Abdulkadir Bey, bestelerinde tercih ettiği çok çeşitli makamların yanı sıra, Türk Müziği’nin folklorik ve klasik tınılarını da yerli yerince kullanmış. Ayrıca şahsına münhasır müzikal duyuşunun, fantezi türündeki eserlerde de kendini gösteriyor olması; gençlik yıllarından beri içinde bulunduğu ve mûsıkî adına beslendiği kaynakların çeşitliliğini de gözler önüne seriyor. Malatyalı Fahri Kayahan’ın yolunda ve memleketinde, besteleriyle toplumun sanat ve müzikalite çıtasını yükselten Dr.Abdulkadir Kaya’yı tebrik ediyor; eserlerinin sonraki kuşaklara çok faydalı olacağına inanıyorum. Saygılarımla…
Öğr. Gör. Yaşar MUSAOĞLU
Aksaray Üniversitesi Öğretim Elemanı
Türk Mûsikisi, özellikle Türkiye Cumhuriyeti ve Osmanlı tarihi incelendiği zaman entelektüel kesimin büyük ilgisine mazhar olmuş bir sanattır. Klasik sanatların oluşumunda ve olgunlaşmasında toplumun aydın kesiminin katılımı bu sebeple zaruridir. Ülkemizde hâlen Klâsik Türk Müziği, konservatuvarlarımız dışında toplumumuzun farklı alanlarında uzman olan kişilerin desteğini almaktadır. Özellikle hekimlerimizden! Tıp bilimi alanında hemen aklımıza gelen ünlü besteci ve şeflerimizden Dr. Nevzat Atlığ ve Dr. Alâeddin Yavaşça’ya ne kadar şükranlarımızı sunsak az olur. “Tıp sanatı” diye bir kavramın da doktorlarımızın sanata verdikleri ehemmiyetten ileri geldiğini düşünebiliriz bu sayede.
Şahsen benim kendisini tanımakla gurur duyduğum entelektüel ve sanatsever hekimlerimizden biri de Sayın Abdülkadir Kaya’dır. Sevgili mesai arkadaşım Zeynep Yadigaroğlu, “babamın besteleri var” deyince çok sevinmiş ve tanışmak istemiştim. Abdülkadir Bey ile bestelerini icrâ etmiş ve sanatımızın klâsizmini bestelerinde buram buram hissetmiştim. Bu kitaptaki eserler Türk Müziği’nin Abdülkadir Bey’deki bir yansıması. Sanatseverlere sonsuza kadar bırakılmış bir emanet. Birçok farklı makamda eserlerle sizlerin beğenisine sunulmakta.
Abdülkadir Bey’e, bu besteleri bizlere hediye ettiği için sanat câmiası adına şükranlarımızı sunuyoruz. İyi ki varsınız. Sizler vâroldukça Türk Musikisi de vârolacak. Saygılar bizden size.
Doç. Dr. Ali Kerim ÖNER,
Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
Abdulkadir Bey’in ilk gençlik yıllarından itibaren yaptığı Türk Sanat Müziği bestelerini inceledim. Besteler oldukça güzel, akıcı, kolay deşifre edilebilir özellikte. Hem bir söz yazarı, hem de besteci olarak duygularını aktarmadaki tasvirselliği, zaman zaman hüzün, zaman zaman da neşe olarak bizlere yansımakta. Türk Sanat Müziği de diğer müzik türleri gibi varoluşunu, üretilen eserlerle sürdürmektedir. Bu bakımdan bestecilerimiz her daim çok kıymetlidir. Dr. Abdulkadir Kaya’yı kutluyor; daha nice yıllar güzel sözler ve bestelerle üretimini sürdürerek, bizlerle paylaşmasını diliyorum. Sevgilerimle…
Mine GEÇİLİ BİTMEZ,
TRT İstanbul Radyosu Ses Sanatçısı
Bir toplumun kalkınması için en önemli etkenlerden biri de şüphesiz kültür ve sanat konusunda doğru kaynaklardan beslenmiş bireylere sahip olmaktır. Bu kültürel doygunluktan nasiplenmiş, icrâ ettiği mesleki sorumluluğun yanında sanatsal kimliği ile de örnek teşkil edip toplumun kültürel dinamiklerini ayakta tutmak için çaba sarfeden Dr.Abdulkadir Bey gibi gönül adamlarının varoluşu insanlık için bulunmaz bir nimettir.
İnsanlık adına çok ulvi bir görev olan Tıp alanına ömrünü adamış, aynı zamanda mûsıkî sanatının en zor dallarından biri olan bestecilik ve söz yazarlığı konusunda da meydana getirdiği eserlerle dinleyenleri kendi iç dünyasına ortak eden Abdulkadir Bey, bestelerinde tercih ettiği çok çeşitli makamların yanı sıra, Türk Müziği’nin folklorik ve klasik tınılarını da yerli yerince kullanmış. Ayrıca şahsına münhasır müzikal duyuşunun, fantezi türündeki eserlerde de kendini gösteriyor olması; gençlik yıllarından beri içinde bulunduğu ve mûsıkî adına beslendiği kaynakların çeşitliliğini de gözler önüne seriyor. Malatyalı Fahri Kayahan’ın yolunda ve memleketinde, besteleriyle toplumun sanat ve müzikalite çıtasını yükselten Dr.Abdulkadir Kaya’yı tebrik ediyor; eserlerinin sonraki kuşaklara çok faydalı olacağına inanıyorum. Saygılarımla…
Öğr. Gör. Yaşar MUSAOĞLU
Aksaray Üniversitesi Öğretim Elemanı