“Senin karşında özgüvenimi yitirmiştim, onun yerini sınırsız bir suçluluk duygusu almıştı... Başka insanlarla bir araya geldiğimde kendimi ansızın değiştiremiyordum, onların karşısında suçluluğumun bilincine daha çok varıyordum, çünkü daha önce de söylediğim gibi işyerinde onlara yaptığın ve benim de sorumluluğum bulunan haksızlıkları telafi etmeliydim.”
Kafka’nın babasına yazdığı, ama bilindiği kadarıyla gönderemediği bu mektup, kişiliğinin gelişimini babası Hermann Kafka’nın etkisinden soyutlamanın mümkün olmadığını gösterir. Mektubun satırlarında Kafka’nın kendisini babasıyla kıyaslayınca güçsüz, yetersiz, başarısız bulduğu açıkça okunur; hem bedensel hem ruhsal açıdan zayıf olduğuna inandığı, babasının eleştirilerini haksız bulduğu ama onun beklentilerini karşılayamamasının kendisini nasıl etkilediği belli. Kafka bu mektubu yazarken 36 yaşındaydı, ama sözlerine hâlâ kendine güveni olmayan, aşırı kudretli görünen bir babanın karşısında ona nasıl kafa tutacağını bilmeyen ürkek çocuk yansıyor.
Baba işinden ve baba evinden uzakta kalmayı yeğleyen, yaşamı boyunca annesinin ve kız kardeşi Ottla’nın sevgisine sığınan Kafka’nın mektubunun tamamı, hem bir özsavunma
hem de asla sahip olmadığına inandığı baba sevgisini elde etmek için bir yakarış.
“Senin karşında özgüvenimi yitirmiştim, onun yerini sınırsız bir suçluluk duygusu almıştı... Başka insanlarla bir araya geldiğimde kendimi ansızın değiştiremiyordum, onların karşısında suçluluğumun bilincine daha çok varıyordum, çünkü daha önce de söylediğim gibi işyerinde onlara yaptığın ve benim de sorumluluğum bulunan haksızlıkları telafi etmeliydim.”
Kafka’nın babasına yazdığı, ama bilindiği kadarıyla gönderemediği bu mektup, kişiliğinin gelişimini babası Hermann Kafka’nın etkisinden soyutlamanın mümkün olmadığını gösterir. Mektubun satırlarında Kafka’nın kendisini babasıyla kıyaslayınca güçsüz, yetersiz, başarısız bulduğu açıkça okunur; hem bedensel hem ruhsal açıdan zayıf olduğuna inandığı, babasının eleştirilerini haksız bulduğu ama onun beklentilerini karşılayamamasının kendisini nasıl etkilediği belli. Kafka bu mektubu yazarken 36 yaşındaydı, ama sözlerine hâlâ kendine güveni olmayan, aşırı kudretli görünen bir babanın karşısında ona nasıl kafa tutacağını bilmeyen ürkek çocuk yansıyor.
Baba işinden ve baba evinden uzakta kalmayı yeğleyen, yaşamı boyunca annesinin ve kız kardeşi Ottla’nın sevgisine sığınan Kafka’nın mektubunun tamamı, hem bir özsavunma
hem de asla sahip olmadığına inandığı baba sevgisini elde etmek için bir yakarış.