Denetim hukukundaki gelişmeler sonucunda anonim şirketlerde denetim faaliyetinin bağımsız denetçiler aracılığı ile gerçekleştirilmesi yolu benimsenmiştir. Ancak bağımsız denetim yükümlülüğünün kabulüne rağmen, denetimin öngörülen objektif kıstaslara göre gerçekleştirilmemesi; finansal bilgi kullanıcıları açısından büyük zararlara sebep olmaktadır. Denetim sonucu ortaya çıkabilecek bu türden zararların önlenmesi veya zarar ortaya çıktığı takdirde zararların tazmini gereklidir. Bu amaçla denetim faaliyetinden kaynaklanan zararlardan dolayı bağımsız denetçiye hukuki sorumluluk öngörülmüştür.
Türk hukukunda da bağımsız denetçinin hukuki sorumluluğu ile ilgili AB normlarına uygun kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Değişik ülke mevzuatları ile karşılaştırıldığında küçük farklılıklar bulunmakla birlikte, kabul edilen normlar üst seviyede kullanılmaya elverişli hukuk normlarıdır. Fakat uygulamada meydana gelen zararların tazmininde denetçinin sorumluluğuna başvurulmamaktadır.
Ülkemizde gerekli hukuki altyapının bulunmasına rağmen bağımsız denetçinin sorumluluğuna dayanan davalarının neredeyse hiç görülmemesinin nedenlerinin belirlenmesi önemlidir. Denetlenen şirket, denetim sonuçlarına esas teşkil edecek finansal bilgileri gerektiği gibi sunmadığından gerçeği yansıtmayan denetim sonuçlarının da gerçek sebebi kendisidir. Dolayısıyla bağımsız denetçinin hukuki sorumluluğuna başvurmada hukuki yararı da bulunmamaktadır. Ancak üçüncü kişinin bağımsız denetimden kaynaklanan zararının tazmini yoluna başvurmamasının nedeni uygulamada bu hukuki kuruma gerekli önemin verilmemesidir.
Kanun koyucunun birçok şirketi zorunlu bağımsız denetim yaptırma yükümlülüğüne tabi tutması ve günümüzde finansal bilgi kullanıcılarının denetim sonuçlarına dayanarak işlem yapma konusunda daha istekli davranmaları, bağımsız denetçinin sorumluluğu ile ilgili uyuşmazlıkların artacağına işaret etmektedir. Bu konuda özellikle bağımsız denetim sonuçlarına güvenerek karar alan üçüncü kişilerin bağımsız denetçinin sorumluluğuna başvurabileceği hukuki yolların çeşitlenmesi önemli bir kolaylık sağlayacaktır.
Denetim hukukundaki gelişmeler sonucunda anonim şirketlerde denetim faaliyetinin bağımsız denetçiler aracılığı ile gerçekleştirilmesi yolu benimsenmiştir. Ancak bağımsız denetim yükümlülüğünün kabulüne rağmen, denetimin öngörülen objektif kıstaslara göre gerçekleştirilmemesi; finansal bilgi kullanıcıları açısından büyük zararlara sebep olmaktadır. Denetim sonucu ortaya çıkabilecek bu türden zararların önlenmesi veya zarar ortaya çıktığı takdirde zararların tazmini gereklidir. Bu amaçla denetim faaliyetinden kaynaklanan zararlardan dolayı bağımsız denetçiye hukuki sorumluluk öngörülmüştür.
Türk hukukunda da bağımsız denetçinin hukuki sorumluluğu ile ilgili AB normlarına uygun kanuni düzenlemeler yapılmıştır. Değişik ülke mevzuatları ile karşılaştırıldığında küçük farklılıklar bulunmakla birlikte, kabul edilen normlar üst seviyede kullanılmaya elverişli hukuk normlarıdır. Fakat uygulamada meydana gelen zararların tazmininde denetçinin sorumluluğuna başvurulmamaktadır.
Ülkemizde gerekli hukuki altyapının bulunmasına rağmen bağımsız denetçinin sorumluluğuna dayanan davalarının neredeyse hiç görülmemesinin nedenlerinin belirlenmesi önemlidir. Denetlenen şirket, denetim sonuçlarına esas teşkil edecek finansal bilgileri gerektiği gibi sunmadığından gerçeği yansıtmayan denetim sonuçlarının da gerçek sebebi kendisidir. Dolayısıyla bağımsız denetçinin hukuki sorumluluğuna başvurmada hukuki yararı da bulunmamaktadır. Ancak üçüncü kişinin bağımsız denetimden kaynaklanan zararının tazmini yoluna başvurmamasının nedeni uygulamada bu hukuki kuruma gerekli önemin verilmemesidir.
Kanun koyucunun birçok şirketi zorunlu bağımsız denetim yaptırma yükümlülüğüne tabi tutması ve günümüzde finansal bilgi kullanıcılarının denetim sonuçlarına dayanarak işlem yapma konusunda daha istekli davranmaları, bağımsız denetçinin sorumluluğu ile ilgili uyuşmazlıkların artacağına işaret etmektedir. Bu konuda özellikle bağımsız denetim sonuçlarına güvenerek karar alan üçüncü kişilerin bağımsız denetçinin sorumluluğuna başvurabileceği hukuki yolların çeşitlenmesi önemli bir kolaylık sağlayacaktır.