Frederica Dörtlüsü’nün ilk kitabı Bahçedeki Bakire bizi 1953 yazına götürür. II. Elizabeth’in tahta çıkması vesilesiyle Blesford, Yorkshire’da “Bakire Kraliçe” I. Elizabeth onuruna bir tiyatro oyunu sahneye konmaktadır. Potter ailesinin yakın dostu Alexander’ın yazdığı oyunun başrolünü ailenin on yedi yaşındaki kızı Frederica oynamak için can atar ve kendini hem sahnenin hem de hayatın ortasında bulur. Bahçedeki Bakire, Yalnız Frederica’nın değil, tutkularının peşinden giden diğer kardeşleri Stephanie ve Marcus’un da hikâyesini anlatıyor ve okuru her birinin unutulmaz ve kendilerine özgü deneyimlerine tanık olmaya davet ediyor. A. S. Byatt’ın öykü ve romanlarından aşina olduğumuz çok katmanlılığı barındıran romanda cinsellik, delilik, umut ve umutsuzluk, başarı ve başarısızlık gibi kimi zaman birbirine eşlik eden kimi zaman birbirine zıt temalar iç içe geçiyor. “Büyük, karmaşık, azimli; enerji ve fikirlerle dolup taşıyor... olağanüstü bir başarı.” Iris Murdoch
Frederica Dörtlüsü’nün ilk kitabı Bahçedeki Bakire bizi 1953 yazına götürür. II. Elizabeth’in tahta çıkması vesilesiyle Blesford, Yorkshire’da “Bakire Kraliçe” I. Elizabeth onuruna bir tiyatro oyunu sahneye konmaktadır. Potter ailesinin yakın dostu Alexander’ın yazdığı oyunun başrolünü ailenin on yedi yaşındaki kızı Frederica oynamak için can atar ve kendini hem sahnenin hem de hayatın ortasında bulur. Bahçedeki Bakire, Yalnız Frederica’nın değil, tutkularının peşinden giden diğer kardeşleri Stephanie ve Marcus’un da hikâyesini anlatıyor ve okuru her birinin unutulmaz ve kendilerine özgü deneyimlerine tanık olmaya davet ediyor. A. S. Byatt’ın öykü ve romanlarından aşina olduğumuz çok katmanlılığı barındıran romanda cinsellik, delilik, umut ve umutsuzluk, başarı ve başarısızlık gibi kimi zaman birbirine eşlik eden kimi zaman birbirine zıt temalar iç içe geçiyor. “Büyük, karmaşık, azimli; enerji ve fikirlerle dolup taşıyor... olağanüstü bir başarı.” Iris Murdoch