17 Temmuz 1487 tarihinde, Hazar Denizi'nin güneybatı kıyısında bir kent olan ve günümüzde İran'a bağlı bulunan Erdebil'de doğan Şah İsmail; büyük bir hükümdar, Türkçeci bir devlet adamı, kalemi sağlam bir şair ve bir dini liderdir. Hükümdarlığı yönüyle birçok ülke fethetmiş, İran coğrafyasını tek bayrak altında toplamış, inandığı dinî görüşleri yaymak ve ülkesinin sınırlarını genişletmek uğruna birçok kişiyi -soydaş ve dindaşlarını bile- öldürmekten çekinmemiş bir hükümdar ve Safevi Devleti'nin kurucusudur. Şah İsmail Türkçeye büyük önem veren, İslam dininin de etkisiyle Arapça ve Farsçanın ön planda olduğu bir dönemde Türkçeyi saray ve ordu dili olarak belirlemiş; Türkçeye verdiği önemi kanıtlamıştır.
Azerbaycan edebiyatında tarihi ve biyografik roman türünün öne çıkan isimlerinden ve aynı zamanda bir edebiyat profesörü olan, geçtiğimiz aylarda "Aşk Sultanı", "Âlemde Sesim Var Benim" ve "Sâbir" adlı romanlarını sizlerin beğenisine sunduğumuz Azize Caferzade; Fuzuli, Seyit Ezim Şirvani, Hurşitbanu Natevan, Mirza Elekber Sabir gibi Azerbaycan edebiyatının önemli yapı taşlarından olan şairler hakkında yazdığı romanlarının yanında Şah İsmail Hatayi'yi de unutmayarak onun dönemini ve ölümünden sonrasını anlattığı iki roman kaleme almıştır. Şimdi bu romanlardan ilki olan "Bakü-1501"i sizlerin beğenisine sunuyor; keyifli, şiir dolu okumalar diliyoruz...
Sen ey Türk-i perî-peyker, acâib sun'-ı Yezdân'san
Görenden berü ruhsârun, sözüm, Allâhu ekberdir.
17 Temmuz 1487 tarihinde, Hazar Denizi'nin güneybatı kıyısında bir kent olan ve günümüzde İran'a bağlı bulunan Erdebil'de doğan Şah İsmail; büyük bir hükümdar, Türkçeci bir devlet adamı, kalemi sağlam bir şair ve bir dini liderdir. Hükümdarlığı yönüyle birçok ülke fethetmiş, İran coğrafyasını tek bayrak altında toplamış, inandığı dinî görüşleri yaymak ve ülkesinin sınırlarını genişletmek uğruna birçok kişiyi -soydaş ve dindaşlarını bile- öldürmekten çekinmemiş bir hükümdar ve Safevi Devleti'nin kurucusudur. Şah İsmail Türkçeye büyük önem veren, İslam dininin de etkisiyle Arapça ve Farsçanın ön planda olduğu bir dönemde Türkçeyi saray ve ordu dili olarak belirlemiş; Türkçeye verdiği önemi kanıtlamıştır.
Azerbaycan edebiyatında tarihi ve biyografik roman türünün öne çıkan isimlerinden ve aynı zamanda bir edebiyat profesörü olan, geçtiğimiz aylarda "Aşk Sultanı", "Âlemde Sesim Var Benim" ve "Sâbir" adlı romanlarını sizlerin beğenisine sunduğumuz Azize Caferzade; Fuzuli, Seyit Ezim Şirvani, Hurşitbanu Natevan, Mirza Elekber Sabir gibi Azerbaycan edebiyatının önemli yapı taşlarından olan şairler hakkında yazdığı romanlarının yanında Şah İsmail Hatayi'yi de unutmayarak onun dönemini ve ölümünden sonrasını anlattığı iki roman kaleme almıştır. Şimdi bu romanlardan ilki olan "Bakü-1501"i sizlerin beğenisine sunuyor; keyifli, şiir dolu okumalar diliyoruz...
Sen ey Türk-i perî-peyker, acâib sun'-ı Yezdân'san
Görenden berü ruhsârun, sözüm, Allâhu ekberdir.