Balıkçılık Biyolojisi ve Popülasyon Dinamiği

Stok Kodu:
9786059354264
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
289
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-06
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
1. Hamur
Kategori:
%10 indirimli
330,00TL
297,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 36,30TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786059354264
988344
Balıkçılık Biyolojisi ve Popülasyon Dinamiği
Balıkçılık Biyolojisi ve Popülasyon Dinamiği
297.00

Balıkçılık biyologları, 1900'lü yılların ortalarına kadar azımsanmayacak düzeyde taraftar bulan "Dünyadaki Balık Stoklarının Avlanmayla Tüketilemeyeceği" İlkesi'ni 1960'lı yıllara kadar benimsemişler ve devam eden dönemde ise eldeki mevcut stoklardan "Sürekli En Yüksek Ürün" düzeyinde nasıl yararlanılabileceği görüşü etrafında kümelenme gayretine girmişlerdir. Her ne kadar sürekli en yüksek ürün ilkesi benimsenmiş olsa da, 2000'li yıllarda dahi bazı stokların tükenme noktasına kadar sömürüldüğü ve bugün için Dünyadaki önemli balıkçılık sahalarının aynı sorunla yüz yüze olduğu bilinmektedir. Ancak, sözü edilen soruna neden olan ülkelerin başında, balıkçılıkta ileri gitmiş olan ülkelerin geldiği de bir gerçektir.

Balıkçı ülkelerin etkin oldukları stokların kendi kendini yenileyememe sorunu, bu ülkelerin avcılıkta kullandıkları teknolojiyi bilimsel gerçeklere uygun kullanamamalarından kaynaklanmaktadır. Bugün için su ürünü avcılığına yönelik, son derece gelişmiş alet ve ekipmanı kullanan ülkelerin başında, yine gelişmekte olan ya da sanayileşmiş ülkeler gelmektedir. Bu bağlamda ülkemiz, özellikle 1970'li yılların son yarısından itibaren giderek artan oranlarda ve özellikle Karadeniz'deki hamsi avcılığında ilgili teknolojiyi kullanmış; fazla değil, sadece 10 yıl gibi kısa bir süre zarfında bu stok birden çökme eğilimine girmiştir.

Türkiye, gerek kıyı verdiği denizler ve gerekse iç suları itibariyle azımsanmayacak bir su ürünü potansiyeline sahip olup; bu potansiyelin sürdürülebilir düzeyde ülke yararına sunulması hususunda geçmiş dönemlerde önemli uğraşılar verilmiş ve bu kitabın ilk ve ikinci baskıları da bu bağlamda çıkartılmıştı. Söz konusu baskılardan sonuncusunda bazı yazım hatalarının olduğu fark edilmiş ve bu baskıda elden geldiğince ilgili hatalar giderilmeye çalışılmış; değişik başlıklara yeni alt başlıklar eklenmek suretiyle ve hatta bazı konulara yeni eklerin yanı sıra her konunun sonuna problemler eklenerek daha kullanışlı, kapsamlı ve güncel hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu kitabın meslektaşlarıma ve tüm okuyuculara yararlı olmasını dilerim.

Balıkçılık biyologları, 1900'lü yılların ortalarına kadar azımsanmayacak düzeyde taraftar bulan "Dünyadaki Balık Stoklarının Avlanmayla Tüketilemeyeceği" İlkesi'ni 1960'lı yıllara kadar benimsemişler ve devam eden dönemde ise eldeki mevcut stoklardan "Sürekli En Yüksek Ürün" düzeyinde nasıl yararlanılabileceği görüşü etrafında kümelenme gayretine girmişlerdir. Her ne kadar sürekli en yüksek ürün ilkesi benimsenmiş olsa da, 2000'li yıllarda dahi bazı stokların tükenme noktasına kadar sömürüldüğü ve bugün için Dünyadaki önemli balıkçılık sahalarının aynı sorunla yüz yüze olduğu bilinmektedir. Ancak, sözü edilen soruna neden olan ülkelerin başında, balıkçılıkta ileri gitmiş olan ülkelerin geldiği de bir gerçektir.

Balıkçı ülkelerin etkin oldukları stokların kendi kendini yenileyememe sorunu, bu ülkelerin avcılıkta kullandıkları teknolojiyi bilimsel gerçeklere uygun kullanamamalarından kaynaklanmaktadır. Bugün için su ürünü avcılığına yönelik, son derece gelişmiş alet ve ekipmanı kullanan ülkelerin başında, yine gelişmekte olan ya da sanayileşmiş ülkeler gelmektedir. Bu bağlamda ülkemiz, özellikle 1970'li yılların son yarısından itibaren giderek artan oranlarda ve özellikle Karadeniz'deki hamsi avcılığında ilgili teknolojiyi kullanmış; fazla değil, sadece 10 yıl gibi kısa bir süre zarfında bu stok birden çökme eğilimine girmiştir.

Türkiye, gerek kıyı verdiği denizler ve gerekse iç suları itibariyle azımsanmayacak bir su ürünü potansiyeline sahip olup; bu potansiyelin sürdürülebilir düzeyde ülke yararına sunulması hususunda geçmiş dönemlerde önemli uğraşılar verilmiş ve bu kitabın ilk ve ikinci baskıları da bu bağlamda çıkartılmıştı. Söz konusu baskılardan sonuncusunda bazı yazım hatalarının olduğu fark edilmiş ve bu baskıda elden geldiğince ilgili hatalar giderilmeye çalışılmış; değişik başlıklara yeni alt başlıklar eklenmek suretiyle ve hatta bazı konulara yeni eklerin yanı sıra her konunun sonuna problemler eklenerek daha kullanışlı, kapsamlı ve güncel hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu kitabın meslektaşlarıma ve tüm okuyuculara yararlı olmasını dilerim.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat