Bulutlu olan, hava mıydı? Yoksa nemli olan gözleri mi? Bunca kalabalıklar arasında bu yalnızlıkta neyin nesiydi böyle? Sanki bir ihtiras tufanının kasıp kavurduğu bu serkeşlik umudunu kaybetmesine mi yol açmıştı?
Güneşin sıcaklığını hissetti, yüreğinde bir yerde. Mutlu, fakat hazin bir son belki de bazı şeyleri değiştirmişti hayatında. Bilemedi, denemeli miydi bir daha? Alnını ve Çakır gözlerini örten şapkasını çıkartıp şöyle gökyüzüne selam verirmişçesine baktı. Dudaklarından dökülen son cümle şu oldu;
Merhaba hayat, Merhaba aşk.
“AŞK, BAZEN UMUTSUZLUKLA AKAN GÖZYAŞLARINI, MUTLULUKLA SİLMEKTİR.”
Bulutlu olan, hava mıydı? Yoksa nemli olan gözleri mi? Bunca kalabalıklar arasında bu yalnızlıkta neyin nesiydi böyle? Sanki bir ihtiras tufanının kasıp kavurduğu bu serkeşlik umudunu kaybetmesine mi yol açmıştı?
Güneşin sıcaklığını hissetti, yüreğinde bir yerde. Mutlu, fakat hazin bir son belki de bazı şeyleri değiştirmişti hayatında. Bilemedi, denemeli miydi bir daha? Alnını ve Çakır gözlerini örten şapkasını çıkartıp şöyle gökyüzüne selam verirmişçesine baktı. Dudaklarından dökülen son cümle şu oldu;
Merhaba hayat, Merhaba aşk.
“AŞK, BAZEN UMUTSUZLUKLA AKAN GÖZYAŞLARINI, MUTLULUKLA SİLMEKTİR.”