Bankaları diğer şirketlerden ayıran en önemli fark kendilerine verilen para toplama ayrıcalığıdır, para toplama ayrıcalığı bankacılığı bir “güven müessesesi” haline getirmektedir. Bir bankanın en büyük değeri, bilançosunda görünmeyen bir unsur olan “itibar”dır. Bir bankanın itibarı yasalara ve mevzuata uyumun yanında, paydaşları ve toplumla olan ilişkilerinde adalet, güvenilirlik, saygı ve hoşgörü, mesleki sorumluluk, sosyal sorumluluk gibi mesleki etik değerlere uymasında yatar. İtibarın yok olması veya zarar görmesi bir güven müessesesi olan bankalar açısından telafi edilemeyecek zararlara yol açar.
Bankalar artık kararlarını alırken kârlılığı tek ölçüt olarak alamazlar, dünyadaki gelişime koşut olarak etik değerlere uyum, sosyal sorumluluk konularındaki yükümlülüklerini de en az kârlılığı kadar karar alma mekanizmalarının içine taşımak zorundadırlar. Hatta daha da ileri giderek yalnızca kendi yaptıklarından sorumlu olmakla kalmayıp, yatırım yaptıkları, finanse ettikleri veya mal ve hizmet sağlayıcısı olarak kullandıkları firma ve kuruluşların da davranışlarından sorumluluk hissetmeye başlamalıdırlar.
Bankacılıkta ortaya çıkan etik sorunlar; insan kaynakları temelli etik sorunlar, çıkar çatışmasından kaynaklanan etik sorunlar, müşteri ilişkilerinden kaynaklanan etik sorunlar, bankaların kendi arasındaki ilişkiler ile suç gelirlerinin aklanması bağlamındaki etik sorunlar olmak üzere dört ana başlık altında gruplandırılabilir.
Bu çalışmada yer alan anket çalışması ile Türk bankacılık sisteminin etik açıdan görünümü sektörü yakından tanıyan sektör çalışanlarının tanıklıklarıyla irdelenmiş, çalışanların sektör ve kendi bankaları hakkındaki etik uygulamalar konusundaki görüşleri belirlenmiştir.
Bankaları diğer şirketlerden ayıran en önemli fark kendilerine verilen para toplama ayrıcalığıdır, para toplama ayrıcalığı bankacılığı bir “güven müessesesi” haline getirmektedir. Bir bankanın en büyük değeri, bilançosunda görünmeyen bir unsur olan “itibar”dır. Bir bankanın itibarı yasalara ve mevzuata uyumun yanında, paydaşları ve toplumla olan ilişkilerinde adalet, güvenilirlik, saygı ve hoşgörü, mesleki sorumluluk, sosyal sorumluluk gibi mesleki etik değerlere uymasında yatar. İtibarın yok olması veya zarar görmesi bir güven müessesesi olan bankalar açısından telafi edilemeyecek zararlara yol açar.
Bankalar artık kararlarını alırken kârlılığı tek ölçüt olarak alamazlar, dünyadaki gelişime koşut olarak etik değerlere uyum, sosyal sorumluluk konularındaki yükümlülüklerini de en az kârlılığı kadar karar alma mekanizmalarının içine taşımak zorundadırlar. Hatta daha da ileri giderek yalnızca kendi yaptıklarından sorumlu olmakla kalmayıp, yatırım yaptıkları, finanse ettikleri veya mal ve hizmet sağlayıcısı olarak kullandıkları firma ve kuruluşların da davranışlarından sorumluluk hissetmeye başlamalıdırlar.
Bankacılıkta ortaya çıkan etik sorunlar; insan kaynakları temelli etik sorunlar, çıkar çatışmasından kaynaklanan etik sorunlar, müşteri ilişkilerinden kaynaklanan etik sorunlar, bankaların kendi arasındaki ilişkiler ile suç gelirlerinin aklanması bağlamındaki etik sorunlar olmak üzere dört ana başlık altında gruplandırılabilir.
Bu çalışmada yer alan anket çalışması ile Türk bankacılık sisteminin etik açıdan görünümü sektörü yakından tanıyan sektör çalışanlarının tanıklıklarıyla irdelenmiş, çalışanların sektör ve kendi bankaları hakkındaki etik uygulamalar konusundaki görüşleri belirlenmiştir.