Feşmekan, Çıyan, Kerkenez, Boncuk ve Kara… “Banliyö Kıraathanesi” tıpkı birçok müdavimi gibi onların da evi. Altmış küsur yıllık mekân, İstanbul’un “dönüşümü”ne meydan okur gibi, kendi hikâyesini bildiği bir dilden anlatıyor…
Karanlık adamlar gölgesinde geçmişin ağır yaşantısıyla hesaplaşma ve hatta beklediği kutudan çıkarılan intikam!
Bir “kıraathane”, müdavimlerinin zenginliğiyle titreyen rayların ritminde konuşuyor; İstanbul mu dönüşen sadece? 1980 ve sonrası sadece bir tarih midir kitapların içinde? Aşk, adını duyunca bildiğimizi sandığımız bir masal mıdır?
Kıraathaneden koca bir “Merhaba.”
Feşmekan, Çıyan, Kerkenez, Boncuk ve Kara… “Banliyö Kıraathanesi” tıpkı birçok müdavimi gibi onların da evi. Altmış küsur yıllık mekân, İstanbul’un “dönüşümü”ne meydan okur gibi, kendi hikâyesini bildiği bir dilden anlatıyor…
Karanlık adamlar gölgesinde geçmişin ağır yaşantısıyla hesaplaşma ve hatta beklediği kutudan çıkarılan intikam!
Bir “kıraathane”, müdavimlerinin zenginliğiyle titreyen rayların ritminde konuşuyor; İstanbul mu dönüşen sadece? 1980 ve sonrası sadece bir tarih midir kitapların içinde? Aşk, adını duyunca bildiğimizi sandığımız bir masal mıdır?
Kıraathaneden koca bir “Merhaba.”