İngilizce edebiyatın yenilikçi yazarı Gabriel Josipovici, Barnes'taki Mezarlık romanında, eşinin ölümünden sonra Londra'dan Paris'e ve oradan da bir Galler kentine taşınan bir çevirmenin şehir değiştirdikçe dönüşüme uğrayan hayatına odaklanıyor. Üç farklı mekânın anlatıları yapboz parçaları gibi bir araya geliyor. Shakespeare ve Du Bellay'nin şiirleri ile Monteverdi'nin ünlü opera eseri Orfeo'nun izinde bir hafıza yolculuğu başlıyor böylece; dün ile bugün kavuşuyor. Kitap sayfalarından sokaklara, müzik notalarından mezarlıklara sızan bir öykü çıkıyor karşımıza.
2018'de Goldsmiths Ödülü finalisti seçilen Barnes'taki Mezarlık edebiyat, aşk, ölüm ve arzunun alacakaranlık dünyası hakkında, muammalarla örülü bir roman.
“Josipovici'nin zekâsı ile yeteneğinin daimi hayranıyım.”
- Muriel Spark
“Josipovici, İngiltere'nin en cüretkâr ve seçkin yazarlarından biri.”
- Deborah Levy
“Ufacık, enfes bir kitap.”
- Max Porter
İngilizce edebiyatın yenilikçi yazarı Gabriel Josipovici, Barnes'taki Mezarlık romanında, eşinin ölümünden sonra Londra'dan Paris'e ve oradan da bir Galler kentine taşınan bir çevirmenin şehir değiştirdikçe dönüşüme uğrayan hayatına odaklanıyor. Üç farklı mekânın anlatıları yapboz parçaları gibi bir araya geliyor. Shakespeare ve Du Bellay'nin şiirleri ile Monteverdi'nin ünlü opera eseri Orfeo'nun izinde bir hafıza yolculuğu başlıyor böylece; dün ile bugün kavuşuyor. Kitap sayfalarından sokaklara, müzik notalarından mezarlıklara sızan bir öykü çıkıyor karşımıza.
2018'de Goldsmiths Ödülü finalisti seçilen Barnes'taki Mezarlık edebiyat, aşk, ölüm ve arzunun alacakaranlık dünyası hakkında, muammalarla örülü bir roman.
“Josipovici'nin zekâsı ile yeteneğinin daimi hayranıyım.”
- Muriel Spark
“Josipovici, İngiltere'nin en cüretkâr ve seçkin yazarlarından biri.”
- Deborah Levy
“Ufacık, enfes bir kitap.”
- Max Porter