Yorgun düştüğüm nice sokakları var bu kentin bilesin. Dizlerimin dermansızlığı sardığında dört bir yanımı, içimde çıkılmaz ve aşılmaz yokuşlar büyüyor. Kırmızı ışıklar yanıyor gözümü açtığımda her cadde başında. Ellerimde yorgun argın biriktirdiğim ümitlerime göz koymuş niceleri kesiyor yolumu.
Sonra sen çıkıyorsun yolun bir köşesinden. Öyle güzel, öyle hüzünlü, öyle aniden ve öyle anlamlı bir geliş ki bu... Bir bir bağlıyor ve sarıyor kalbimin kopan ve kanayan yerlerini.
Adın serin bir gölgedir bende. Sesin gün batımıdır bir deniz kıyısında. Kokun, ruhumu arıtan, gönlümü temizleyen bir ırmak kenarıdır. Sözlerin, çöl ortasında karşıma çıkan berrak bir pınardır bilesin.
Olur da bir gün, senin uzağında bir yerlerde iken göçer gider- sem bu dünyadan sadece sen bil yeter bana; Kalbimin içinde hüzünle büyüyen bir iğde gölgesi olduğunu...
Yorgun düştüğüm nice sokakları var bu kentin bilesin. Dizlerimin dermansızlığı sardığında dört bir yanımı, içimde çıkılmaz ve aşılmaz yokuşlar büyüyor. Kırmızı ışıklar yanıyor gözümü açtığımda her cadde başında. Ellerimde yorgun argın biriktirdiğim ümitlerime göz koymuş niceleri kesiyor yolumu.
Sonra sen çıkıyorsun yolun bir köşesinden. Öyle güzel, öyle hüzünlü, öyle aniden ve öyle anlamlı bir geliş ki bu... Bir bir bağlıyor ve sarıyor kalbimin kopan ve kanayan yerlerini.
Adın serin bir gölgedir bende. Sesin gün batımıdır bir deniz kıyısında. Kokun, ruhumu arıtan, gönlümü temizleyen bir ırmak kenarıdır. Sözlerin, çöl ortasında karşıma çıkan berrak bir pınardır bilesin.
Olur da bir gün, senin uzağında bir yerlerde iken göçer gider- sem bu dünyadan sadece sen bil yeter bana; Kalbimin içinde hüzünle büyüyen bir iğde gölgesi olduğunu...