Salâhaddin Enis, belki de Türk edebiyatının ilk gerçek natüralistidir. Yazdıklarında, gerçeğin bütün giysilerinden kurtulup “morgda teşhir edilmiş bir naaş gibi” çırılçıplak kalmasını ister ve Bataklık Çiçeği'ndeki hikâyelerde bu isteğini olanca keskinliğiyle gerçekleştirir. Onda, ancak bataklığın kokuşmuş çamurunda açabilen bir çiçeğin garip güzelliğini buluruz. Bir kısmı, daha yazıldığı günlerde devletçe yasaklanan bu hikâyeleri ilk defa topluca okuyacaksınız. Aman burnunuzu tıkayıp gözünüzü açmayı unutmayın.
Salâhaddin Enis, belki de Türk edebiyatının ilk gerçek natüralistidir. Yazdıklarında, gerçeğin bütün giysilerinden kurtulup “morgda teşhir edilmiş bir naaş gibi” çırılçıplak kalmasını ister ve Bataklık Çiçeği'ndeki hikâyelerde bu isteğini olanca keskinliğiyle gerçekleştirir. Onda, ancak bataklığın kokuşmuş çamurunda açabilen bir çiçeğin garip güzelliğini buluruz. Bir kısmı, daha yazıldığı günlerde devletçe yasaklanan bu hikâyeleri ilk defa topluca okuyacaksınız. Aman burnunuzu tıkayıp gözünüzü açmayı unutmayın.