Batılılaşma ve Türk Edebiyatı Lale Devri'nden Tanzimat'a Yenileşme

Stok Kodu:
9789944425841
Boyut:
17x24
Sayfa Sayısı:
608
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%19 indirimli
480,00TL
388,80TL
Taksitli fiyat: 9 x 47,52TL
9789944425841
1033378
Batılılaşma ve Türk Edebiyatı
Batılılaşma ve Türk Edebiyatı Lale Devri'nden Tanzimat'a Yenileşme
388.80

Osmanlı yöneticileri, 18. asrın başlarında, askerliğe, bilime ve tek­nolojiye dair yeniliklere yönelirken, farkında olmadan, hayatın her alanında ve sanatta Batılılaşmaya da kapı aralamışlardır.

Böylece, hem fizik hem estetik bir değişim süreci, aynı zamanda başlamıştır. Bin yıldır içinde yaşanılan kültürden bir başka kültüre geçilmektedir. Ne var ki, sanatın, özellikle edebiyatın akşamdan sabaha değişmesi söz konusu değildir. Bir yaşama üslûbunun ifadesi olarak edebiyat; dünden bugüne, bugünden yarına, duraksız bir yolculuktur.

Öyleyse, Tanzimat’tan sonra ortaya çıkan edebiyat, eğer “yeni” ise, sürecin, muhakkak, daha öncesinin olması lazımdır. Bu durumda; edebiyatla Batılılaşma arasındaki münasebet, sanıldığından daha sıkıdır ve “yenileşme”, şimdiye kadar söylenegelenden çok daha erken bir dönemde başlamıştır.

Batılılaşma ve Türk Edebiyatı, bir bakıma, bu düşüncelerin izinin sürülmesinden doğmuştur. Kitapta, Batılılaşmanın ilk somut belirtilerinin görüldüğü 18. yüzyıl başlarından yeni bir dünya görüşünün ve edebiyatın ortaya çıktığı 19. yüzyıl ortalarına kadar geçen yaklaşık 150 yıl; “Uyanış”, “Yenileşme”, “Batılılaşma” adlarını taşıyan üç ana bölüm hâlinde incelenmektedir.

Osmanlı yöneticileri, 18. asrın başlarında, askerliğe, bilime ve tek­nolojiye dair yeniliklere yönelirken, farkında olmadan, hayatın her alanında ve sanatta Batılılaşmaya da kapı aralamışlardır.

Böylece, hem fizik hem estetik bir değişim süreci, aynı zamanda başlamıştır. Bin yıldır içinde yaşanılan kültürden bir başka kültüre geçilmektedir. Ne var ki, sanatın, özellikle edebiyatın akşamdan sabaha değişmesi söz konusu değildir. Bir yaşama üslûbunun ifadesi olarak edebiyat; dünden bugüne, bugünden yarına, duraksız bir yolculuktur.

Öyleyse, Tanzimat’tan sonra ortaya çıkan edebiyat, eğer “yeni” ise, sürecin, muhakkak, daha öncesinin olması lazımdır. Bu durumda; edebiyatla Batılılaşma arasındaki münasebet, sanıldığından daha sıkıdır ve “yenileşme”, şimdiye kadar söylenegelenden çok daha erken bir dönemde başlamıştır.

Batılılaşma ve Türk Edebiyatı, bir bakıma, bu düşüncelerin izinin sürülmesinden doğmuştur. Kitapta, Batılılaşmanın ilk somut belirtilerinin görüldüğü 18. yüzyıl başlarından yeni bir dünya görüşünün ve edebiyatın ortaya çıktığı 19. yüzyıl ortalarına kadar geçen yaklaşık 150 yıl; “Uyanış”, “Yenileşme”, “Batılılaşma” adlarını taşıyan üç ana bölüm hâlinde incelenmektedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat