Bay Y’yi bu kez de sıradan, orta büyüklükte bir markette yakalıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, kesinlikle onu takip ettiğimiz, röntgencilikten hoşlandığımız, bu tarz hareketlerden sapıkça bir haz aldığımız için değil. Görüntüsü, kendiliğinden gözlerimizin önünde netlikle beliriyor. (Bizim suçumuz sayılmaz yani.) Başkalarını da içine alan panoramik bir görüntü bu. Bunu mümkün kılan gizemli mekanizma hakkında bir diyeceğimiz yok. Fazla merak da etmiyoruz. Bay Y’nin en önemsiz, sıradan hareketlerini bile mercek altına alıyor, gözümüzü daima ne olur ne olmaz düşüncesiyle dört açıyoruz. Buna bir kere niyetlendik. Sebebini, sonuçlarını bilmiyoruz...
Bay Y, soluk soluğa izlenen özgün bir film gibi art arda patlayan kısa ve uzun sekanslar biçiminde yazılmış, dolayısıyla yüksek temposuyla baş döndüren bir metin.
Korkut Kabapalamut, bizleri Bay Y’nin bazen güneşli, kimi kez loş, çoğunlukla zifiri karanlık, zaman zaman da eğlenceli olarak tanımlanabilecek dünyasına gönüllü bir mahkûm gibi ustaca zincirliyor; dil dikkati, kendine has yazınsal tutumu, şaşırtıcı yoğunluktaki anlatma tutkusunu bu ikinci kitabında da kıskançlıkla koruyor hatta giderek yer yer el yükseltiyor.
Farklı ve nitelikli metinlerin izini tutkuyla süren edebiyatseverler kaçırmamalı.
Bay Y’yi bu kez de sıradan, orta büyüklükte bir markette yakalıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, kesinlikle onu takip ettiğimiz, röntgencilikten hoşlandığımız, bu tarz hareketlerden sapıkça bir haz aldığımız için değil. Görüntüsü, kendiliğinden gözlerimizin önünde netlikle beliriyor. (Bizim suçumuz sayılmaz yani.) Başkalarını da içine alan panoramik bir görüntü bu. Bunu mümkün kılan gizemli mekanizma hakkında bir diyeceğimiz yok. Fazla merak da etmiyoruz. Bay Y’nin en önemsiz, sıradan hareketlerini bile mercek altına alıyor, gözümüzü daima ne olur ne olmaz düşüncesiyle dört açıyoruz. Buna bir kere niyetlendik. Sebebini, sonuçlarını bilmiyoruz...
Bay Y, soluk soluğa izlenen özgün bir film gibi art arda patlayan kısa ve uzun sekanslar biçiminde yazılmış, dolayısıyla yüksek temposuyla baş döndüren bir metin.
Korkut Kabapalamut, bizleri Bay Y’nin bazen güneşli, kimi kez loş, çoğunlukla zifiri karanlık, zaman zaman da eğlenceli olarak tanımlanabilecek dünyasına gönüllü bir mahkûm gibi ustaca zincirliyor; dil dikkati, kendine has yazınsal tutumu, şaşırtıcı yoğunluktaki anlatma tutkusunu bu ikinci kitabında da kıskançlıkla koruyor hatta giderek yer yer el yükseltiyor.
Farklı ve nitelikli metinlerin izini tutkuyla süren edebiyatseverler kaçırmamalı.