Bu kitapta, gerek sahada kalan izlerden, gerekse arşiv materyalleri ve kısıtlı da olsa dönem kaynaklarından elde edilen bilgiler sayesinde, Osmanlı öncesi dönemde Karadeniz’de yaşanmış bir buçuk asırlık Türk-İslam tarihinden söz edilmeye çalışılmıştır. Fetih ve İskân Süreci diye nitelenen bu dönemin önemli temsilcileri ise Taceddinoğulları Beyliği, Bayramoğulları Beyliği ve Kürtün Çepni Beyleridir. Bu üç mıntıkanın halkını, çoğunlukla Çepni oymaklarının oluşturması dolayısıyla bu çalışma, aynı zamanda Orta ve Doğu Karadeniz Çepnilerinin tarihi olmuştur.
Dönemin en bariz özelliği ise devleti oluşturan kurumsallaşmanın henüz teşekkül etmediği, yarı göçebe ve mobilize bir hayat yaşayan toplumu sevk ve idarede dinin ve din adamlarının etkileyici gücünden yararlanıldığı hususudur. Dolayısıyla, Trabzon Rum Devleti’nin egemenlik sahasında yaşanan fetih ve iskân sürecinde öne çıkan şahsiyetler, toplum içinde etkileyici gücü yüksek ilmiye ve sufiye zümresi olmuştur. Süreci idare eden beyler, çoğunluğunu Ahilerin oluşturduğu kanaat önderleriyle birlikte hareket etmeyi strateji haline getirmiş, faaliyetlerine onları da dâhil etmiştir. Bu sebeple Moğol işgali ve Timur tehdidi karşısında Çoruh-Kelkit Vadisi’nin kuzeyine göçe mecbur kalan oymakların oluşturduğu yeni demografi, Osmanlı idaresine bölgenin hazırlanması anlamına gelmiştir.
Bu kitapta, gerek sahada kalan izlerden, gerekse arşiv materyalleri ve kısıtlı da olsa dönem kaynaklarından elde edilen bilgiler sayesinde, Osmanlı öncesi dönemde Karadeniz’de yaşanmış bir buçuk asırlık Türk-İslam tarihinden söz edilmeye çalışılmıştır. Fetih ve İskân Süreci diye nitelenen bu dönemin önemli temsilcileri ise Taceddinoğulları Beyliği, Bayramoğulları Beyliği ve Kürtün Çepni Beyleridir. Bu üç mıntıkanın halkını, çoğunlukla Çepni oymaklarının oluşturması dolayısıyla bu çalışma, aynı zamanda Orta ve Doğu Karadeniz Çepnilerinin tarihi olmuştur.
Dönemin en bariz özelliği ise devleti oluşturan kurumsallaşmanın henüz teşekkül etmediği, yarı göçebe ve mobilize bir hayat yaşayan toplumu sevk ve idarede dinin ve din adamlarının etkileyici gücünden yararlanıldığı hususudur. Dolayısıyla, Trabzon Rum Devleti’nin egemenlik sahasında yaşanan fetih ve iskân sürecinde öne çıkan şahsiyetler, toplum içinde etkileyici gücü yüksek ilmiye ve sufiye zümresi olmuştur. Süreci idare eden beyler, çoğunluğunu Ahilerin oluşturduğu kanaat önderleriyle birlikte hareket etmeyi strateji haline getirmiş, faaliyetlerine onları da dâhil etmiştir. Bu sebeple Moğol işgali ve Timur tehdidi karşısında Çoruh-Kelkit Vadisi’nin kuzeyine göçe mecbur kalan oymakların oluşturduğu yeni demografi, Osmanlı idaresine bölgenin hazırlanması anlamına gelmiştir.