Murat Çelik, şiir ve öykülerinin ardından bu kez usta işi diyaloglarla kurduğu; anlatıcılarıyla, zaman sıçrayışlarıyla adeta bir labirent inşa ettiği ilk romanı Bazı Günlerin Sonu ile karşımıza çıkıyor.
Nebi, Sadettin, Dıga Yaşar, Ekrem, Yusuf Cemal, Dağlarınayısı Orhan, Gülseren... Ve köpekler!
Yaratılan sinematografik atmosferde hayvanların ve kadınların erkekler dünyasındaki sesi yok sayılırken gerçek-rüya gerilimi bir anafora, gölgesi karanlık bir hikâyeye varıyor.
“Köpekleri çok mu seviyorsun?” dedi Nebi Bey
neden sonra.
“Severim,” dedi Sadettin.
“E niye köpeğin yok?”
“Korkuyorum.”
“Niye?”
“Ya ölürse,” dedi Sadettin. Kabahatli çocuklar gibi bakıyordu. “Size alalım ama bir tane.” “Ya benimki ölürse?” dedi Nebi Bey. Sustular.
Karanlık çökecekti birazdan, başka sesler çivileme çakılacaktı ortalarına.
Murat Çelik, şiir ve öykülerinin ardından bu kez usta işi diyaloglarla kurduğu; anlatıcılarıyla, zaman sıçrayışlarıyla adeta bir labirent inşa ettiği ilk romanı Bazı Günlerin Sonu ile karşımıza çıkıyor.
Nebi, Sadettin, Dıga Yaşar, Ekrem, Yusuf Cemal, Dağlarınayısı Orhan, Gülseren... Ve köpekler!
Yaratılan sinematografik atmosferde hayvanların ve kadınların erkekler dünyasındaki sesi yok sayılırken gerçek-rüya gerilimi bir anafora, gölgesi karanlık bir hikâyeye varıyor.
“Köpekleri çok mu seviyorsun?” dedi Nebi Bey
neden sonra.
“Severim,” dedi Sadettin.
“E niye köpeğin yok?”
“Korkuyorum.”
“Niye?”
“Ya ölürse,” dedi Sadettin. Kabahatli çocuklar gibi bakıyordu. “Size alalım ama bir tane.” “Ya benimki ölürse?” dedi Nebi Bey. Sustular.
Karanlık çökecekti birazdan, başka sesler çivileme çakılacaktı ortalarına.