Oyuncağımızı yere atıyoruz. Her seferinde düşüyorlar! Yine düşecek mi diye tekrar tekrar atıyoruz. Yine düşüyorlar! Yemekleri avuçluyoruz! Bazen püskürtüyoruz. Meyveleri küçük dişlerimizle ısırıp bırakıyoruz. Pastaları parmaklıyoruz. Dolapları bir çırpıda boşaltıyoruz! Duvarları boyuyoruz. İşimize gelmezse ağlayıp bağırıyoruz. Kimseyi uyutmuyoruz. Burası bebekler okulu. Gittiğimiz her yere çığlıklar, kahkahalar, çıngıraklar, salyalar, tombik parmaklar, her yeri dişlenmiş kitaplar, teki kayıp eldivenler, kocaman bezler, lekeli önlükler, emilmekten sırılsıklam olmuş battaniyeler, her şeye hayretle bakan heyecanlı gözler götürüyoruz.
Oyuncağımızı yere atıyoruz. Her seferinde düşüyorlar! Yine düşecek mi diye tekrar tekrar atıyoruz. Yine düşüyorlar! Yemekleri avuçluyoruz! Bazen püskürtüyoruz. Meyveleri küçük dişlerimizle ısırıp bırakıyoruz. Pastaları parmaklıyoruz. Dolapları bir çırpıda boşaltıyoruz! Duvarları boyuyoruz. İşimize gelmezse ağlayıp bağırıyoruz. Kimseyi uyutmuyoruz. Burası bebekler okulu. Gittiğimiz her yere çığlıklar, kahkahalar, çıngıraklar, salyalar, tombik parmaklar, her yeri dişlenmiş kitaplar, teki kayıp eldivenler, kocaman bezler, lekeli önlükler, emilmekten sırılsıklam olmuş battaniyeler, her şeye hayretle bakan heyecanlı gözler götürüyoruz.