Psikanaliz dünyasında, yıllar boyunca, hastalık halinde bedende olan biten şeyler tartışmalı bir konu olarak süregelmiştir. Genel olarak somatizasyonların yaşamın iki uç döneminde sık olduğu kabul görür: Bebeklikte ve çocuklukta; daha sonra tekrar yaşlılık döneminde. (...) Paris Psikosomatik Kurumu’nun kurucusu Pierre Marty’nin psikosomatik bakış açısı, biri 1976’da yayımlanan ‘Bireysel yaşam ve ölüm hareketleri’, diğeri 1980’de yayımlanan ‘Psikosomatik düzen’ adlı iki önemli eserinde tam açıklamasını bulmuştur. Marty burada psike/soma ikiliğinin terk edilmesini salık verir ve insanın bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ancak bu karmaşık bütünün genel dengesinin kişinin hayat akışının bir döneminde sonsuz sayıda, değişken ve farklı düzenlemelerin sonucu olduğunu ortaya koyar. Bu düzenlemelerin her biri, kendince, bir denge halinin -ya da dengesizliğin- gerçekleşmesine katkıda bulunur, ki bu da söz konusu kişinin psikosomatik ekonomisine tekabül eder.
Psikanaliz dünyasında, yıllar boyunca, hastalık halinde bedende olan biten şeyler tartışmalı bir konu olarak süregelmiştir. Genel olarak somatizasyonların yaşamın iki uç döneminde sık olduğu kabul görür: Bebeklikte ve çocuklukta; daha sonra tekrar yaşlılık döneminde. (...) Paris Psikosomatik Kurumu’nun kurucusu Pierre Marty’nin psikosomatik bakış açısı, biri 1976’da yayımlanan ‘Bireysel yaşam ve ölüm hareketleri’, diğeri 1980’de yayımlanan ‘Psikosomatik düzen’ adlı iki önemli eserinde tam açıklamasını bulmuştur. Marty burada psike/soma ikiliğinin terk edilmesini salık verir ve insanın bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ancak bu karmaşık bütünün genel dengesinin kişinin hayat akışının bir döneminde sonsuz sayıda, değişken ve farklı düzenlemelerin sonucu olduğunu ortaya koyar. Bu düzenlemelerin her biri, kendince, bir denge halinin -ya da dengesizliğin- gerçekleşmesine katkıda bulunur, ki bu da söz konusu kişinin psikosomatik ekonomisine tekabül eder.