Kitapları bir milyonun üzerinde satan ve uluslararası çok satan gerilim yazarları arasında haklı bir önceliğe sahip olan Anne Frasier'inBeden Okuyucu adlı bu başyapıtı 2017 yılında International Thriller Writers En İyi Gerilim Romanı Ödülü'nü kazandı. Romantik gerilim türündeki eserleriyle RITA, paranormal aşk macerası türündeki eserleriyle de Daphne du Maurier Ödülü'nü aldı. Kitapları ABD çok satanlar listesine girdi ve Mystery Guild, Literary Guild, Book of the Month Club gibi kitap kulüplerinde yer aldı.
Romantizm, şüphe, gerilim ve heyecan unsurlarının hikâye boyunca ustalıkla işlendiği Beden Okuyucu, her sayfasında yeni bir dünyanın ve yeni bir düşünüş biçiminin kapılarını aralıyor.
Üç yıl boyunca yeraltında bir hücrede zorla tutulan cinayet masası dedektifi Jude Fontaine, bu süre boyunca sadece bir kişiyi görebiliyordu... Onu kaçıran sadist adamı... Jude Fontaine'in bu adamın yüzündeki her çizgiyi, her ifadeyi ve aklından geçen her düşünceyi bedenindeki küçük hareketleri izleyerek öğrenmekten başka çaresi yoktu. Üstelik bu çaba, talihsiz dedektifin hayata bağlanmasını ve asla vazgeçmemesini sağlıyordu.
Tecritle ve işkenceyle geçen üç yılın sonunda esaretten kurtulup da özgürlüğüne kavuşan Fontaine'den geriye adalet tutkusu ve beden dilini yorumlama becerisinden başka bir şey kalmamıştı... Cinayet masasındaki işinin başına döndüğünde, yeni ortağı Dedektif Uriah Ashby de diğer meslektaşları gibi Fontaine'in akıl sağlığından kuşkuluydu. Ancak Jude Fontaine, ölülerin bedenini bile kolayca okuyabilecek kadar deneyimli bir iz sürücüydü artık.
Kitapları bir milyonun üzerinde satan ve uluslararası çok satan gerilim yazarları arasında haklı bir önceliğe sahip olan Anne Frasier'inBeden Okuyucu adlı bu başyapıtı 2017 yılında International Thriller Writers En İyi Gerilim Romanı Ödülü'nü kazandı. Romantik gerilim türündeki eserleriyle RITA, paranormal aşk macerası türündeki eserleriyle de Daphne du Maurier Ödülü'nü aldı. Kitapları ABD çok satanlar listesine girdi ve Mystery Guild, Literary Guild, Book of the Month Club gibi kitap kulüplerinde yer aldı.
Romantizm, şüphe, gerilim ve heyecan unsurlarının hikâye boyunca ustalıkla işlendiği Beden Okuyucu, her sayfasında yeni bir dünyanın ve yeni bir düşünüş biçiminin kapılarını aralıyor.
Üç yıl boyunca yeraltında bir hücrede zorla tutulan cinayet masası dedektifi Jude Fontaine, bu süre boyunca sadece bir kişiyi görebiliyordu... Onu kaçıran sadist adamı... Jude Fontaine'in bu adamın yüzündeki her çizgiyi, her ifadeyi ve aklından geçen her düşünceyi bedenindeki küçük hareketleri izleyerek öğrenmekten başka çaresi yoktu. Üstelik bu çaba, talihsiz dedektifin hayata bağlanmasını ve asla vazgeçmemesini sağlıyordu.
Tecritle ve işkenceyle geçen üç yılın sonunda esaretten kurtulup da özgürlüğüne kavuşan Fontaine'den geriye adalet tutkusu ve beden dilini yorumlama becerisinden başka bir şey kalmamıştı... Cinayet masasındaki işinin başına döndüğünde, yeni ortağı Dedektif Uriah Ashby de diğer meslektaşları gibi Fontaine'in akıl sağlığından kuşkuluydu. Ancak Jude Fontaine, ölülerin bedenini bile kolayca okuyabilecek kadar deneyimli bir iz sürücüydü artık.