İslam Peygamberinin hayatını bir bütün olarak anlatmak veya O’nun mücadelelerinden, gazâlarından bahsetmek, ilk dönemlerde tarihçilerin ve râvîlerin müslümanları bilgilendirmek amacıyla uğraştıkları bir disiplin şeklinde algılanmıştır. Fakat ilerleyen zamanlarda Hz. Peygamber’in hayatı ve mücadeleleri, sanatsal ve estetik kaygılar da göz önünde bulundurularak edebiyatçıların da üzerinde kalem oynattıkları önemli bir konu haline gelmiştir. XVIII. yüzyıl şairlerinden Hayrî tarafından yazılan “Bedr-i Münîr” adlı eser de bu minvalde kaleme alınmıştır. Muhteva olarak siyer türü başlığı altında değerlendirebileceğimiz Bedr-i Münîr, Bedir Savaşı’nın edebi bir dille anlatıldığı bir mesnevi hüviyetindedir.
İslam Peygamberinin hayatını bir bütün olarak anlatmak veya O’nun mücadelelerinden, gazâlarından bahsetmek, ilk dönemlerde tarihçilerin ve râvîlerin müslümanları bilgilendirmek amacıyla uğraştıkları bir disiplin şeklinde algılanmıştır. Fakat ilerleyen zamanlarda Hz. Peygamber’in hayatı ve mücadeleleri, sanatsal ve estetik kaygılar da göz önünde bulundurularak edebiyatçıların da üzerinde kalem oynattıkları önemli bir konu haline gelmiştir. XVIII. yüzyıl şairlerinden Hayrî tarafından yazılan “Bedr-i Münîr” adlı eser de bu minvalde kaleme alınmıştır. Muhteva olarak siyer türü başlığı altında değerlendirebileceğimiz Bedr-i Münîr, Bedir Savaşı’nın edebi bir dille anlatıldığı bir mesnevi hüviyetindedir.