Rumeli’de havaların iyice soğuduğu günlerden biriydi...
Tarih 18 Ekim 1416’yı gösteriyordu...
“Serez’in esnaf çarşısında yağmur çiseliyordu.”
Çarşıda bir bakırcı dükkanının önüne darağacını kurdular.
Padişah yüzlerce adamını zindana göndermişti.
Bedreddin’i aldılar, getirdiler.
Ona işkence etmekten çekinmişlerdi. Hem Selçuklu soyundan olduğu için kanını akıtmak töreye karşı gelmek olacaktı. Hem de halkın tepkisi her an alevlenebilirdi.
Ama onun ölümsüz olmadığına, sıradan bir insan olduğuna halkı inandırmak istiyorlardı.
Cellâtlar onu soydular ve üryan olarak sehpaya çıkardılar.
Bedreddin’in bedeni orada öldü.
Bedreddin’in hakikatiyse, hemen orada dirildi.
Yüzyıllar içinde de doğan her devrimcinin yüreğine dirilmeye devam etti.
Rumeli’de havaların iyice soğuduğu günlerden biriydi...
Tarih 18 Ekim 1416’yı gösteriyordu...
“Serez’in esnaf çarşısında yağmur çiseliyordu.”
Çarşıda bir bakırcı dükkanının önüne darağacını kurdular.
Padişah yüzlerce adamını zindana göndermişti.
Bedreddin’i aldılar, getirdiler.
Ona işkence etmekten çekinmişlerdi. Hem Selçuklu soyundan olduğu için kanını akıtmak töreye karşı gelmek olacaktı. Hem de halkın tepkisi her an alevlenebilirdi.
Ama onun ölümsüz olmadığına, sıradan bir insan olduğuna halkı inandırmak istiyorlardı.
Cellâtlar onu soydular ve üryan olarak sehpaya çıkardılar.
Bedreddin’in bedeni orada öldü.
Bedreddin’in hakikatiyse, hemen orada dirildi.
Yüzyıllar içinde de doğan her devrimcinin yüreğine dirilmeye devam etti.